| Benim yaşlarımda, zayıf, uzun sarı saçlı büyük Gözleri var ve çok masum. | Open Subtitles | في نفس عمري، نحيفة، شعرها طويل، كستنائي. عيناها واسعتان، لونهما أزرق، بسيطة وجادة. |
| Orada yatarken onu canlandırabiliyorum, Gözleri kapalı, yavaşça nefes alıyor | Open Subtitles | يمكننى ان اتصورها وهى راقدة هناك عيناها مغلقتين وتتنفس برقّة |
| Arkadaşları ve kumandanları ölüm kasabasında Gözleri önünde ucubelere dönüştürüldüler... | Open Subtitles | جميع رؤسائها وزملائها في العمل تحولوا إلى غيلان أمام عيناها |
| Annenizle hiç tanışamadığım için çok üzgünüm ama gözlerini ondan almışsın. | Open Subtitles | , أنا حزينة جدا لأنني لم أقابل أمك لكن لديك عيناها |
| Ve Dionne bana döndü güzel gözlerini açtı ve dedi ki.... | Open Subtitles | فاستدرات ديون نحوي فتحت عيناها الجميلتين ثم قالت |
| Altın benekler, Odin'in dişi hizmetkarları gibi... onun zümrüt yeşili Gözlerinin derinliklerinde uçuşurdu. | Open Subtitles | أتذكر نقاط ذهبية براقة ترقص مثل محاربين ناريين شجعان في عمق عيناها الزمردية |
| Dostum, Gözleri yeşil işte bakma leyla leyla. Şu işi halledelim. | Open Subtitles | يا رفيقي, عيناها خضراء , حسناً , سنتأخر ـ وان يكن |
| Gözleri tıpkı benim ve eşimin bebeğimizin kalp atışını duyduğumuzda olduğu gibi ışıkla parladı. | TED | فلمعت عيناها بنفس الطريفة التي لمعت بها عيني وعيني زوجتي حين سمعنا دقات قلب طفلنا. |
| neyse kapıyı Hyun Sook açtı, Gözleri kan çanağına dönmüştü, şokta gibiydi | TED | وطرقت الباب و فتحت أون سوك، و كانت عيناها حمراوتين و بدت عليها الصدمة، |
| Sonuç olarak, Gözleri ekstra parlak ve ekstra maviydi. | TED | عيناها كانتا مزرقتان بلمعان أكثر , كنتيجة لرفضي |
| En solda ölü çocuğunu tutan bir kadın çığlık atıyor. Gözleri göz yaşı biçiminde yüzünden akıyor ve başı bebeğininkini yansıtmak için anormal bir şekilde geriye eğilmiş. | TED | في أقصى اليسار تُطلق امرأة تحمل طفلها الميِّت صرخة، تنزلق عيناها أسفل وجهها في شكل الدموع وينحني رأسها إلى الوراء على نحو غير طبيعي لتعكس رأس طفلها. |
| Sizi aramak için, dün gece geldiğinde onu görmeliydiniz Gözleri yaşlı ve tüm makyajı yüzünden akmış haldeydi. | Open Subtitles | كان ينبغى أن تراها بالامس و هي تبحث عنك عيناها تغرقها الدموع |
| - Gözleri açık. - Evet, ama görme duyusu kapalı. | Open Subtitles | عيناها مفتوحتان أجل لكن حس البصر فيهما مغلق |
| Leia genç ve güzel, Gözleri aynı opal gibi, saçlarını kestane rengi çağlayan gibi. | Open Subtitles | ليا فتاةٌ جميلة، عيناها كالأحجار الكريمة شعرها شلالٌ كستنائيٌ مكتمل الجمال |
| Burası büyük annemindi. Ben büyük annemden sadece gözlerini almışım. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي ورثته عن جدّتي هو عيناها |
| gözlerini çok sık kırpamıyor ve Gözleri tam kapanmıyor. | Open Subtitles | لا تطرف عيناها كثيراً و لا تغلق عينيها تماماً |
| gözlerini açtığı zaman tekrar Ölüydü toprak kadar | Open Subtitles | الأن، بعدما فتحت عيناها كانت ميتة كالتراب |
| Ona söylemek istedim. Kızın Gözlerinin içinde görebilirdin Başı dönüyordu. | Open Subtitles | كان يمكنك أن ترى هذا خلال عيناها لقد داخت |
| Gözlerinde hareketlilik yok, pupiller tepki de vermiyor... Beyin sapı refleksi de yok. | Open Subtitles | عيناها لا تتحرك، حدقتها لا تستجيب ليس لديها ردود فعل دماغية أو أيّاً كان |
| Söylediklerimi anlıyor musun? ...Gözlerine baktığında hiçbir şey görmediğini anlarsın. | Open Subtitles | عندما تنظر في عيناها لا ترى شيئاً هي ليست هنا، هل تفهم ما أقوله؟ |
| Görünüşe göre, sol Gözünü böyle kaybetmiş. | Open Subtitles | و على ما يبدو فقد كان هذا هو سبب فقد عيناها اليسرى |
| Parmaklarıyla göstermedi ama yapmak istediği hareketi gözlerinden anladım. | Open Subtitles | لم تستخدم أصابعها ولكن عيناها كانت تتحداني |
| O, güzel bir kadın. O gözler... olgun bir kadına ait sanki. | Open Subtitles | عيناها القوية مثل عينا تلك .المرأة عندما كانت صغيرة |
| Çok güzel bir kadın. Bir gözü yeşil, diğeri mavi. | Open Subtitles | إنها جميلة, بالمناسبة, إحدى عيناها خضراء و الأخرى زرقاء |
| Kocaman gözlü, masmavi, dürüst ve direk. | Open Subtitles | عيناها واسعتان، لونهما أزرق، بسيطة وجادة. |
| Yalnızca, Bakışları yaşını ele veriyordu... buklelerinin altında soru soran... bir gün cevap isteyecek olan o Bakışları. | Open Subtitles | عيناها فقط تستطيع ان تخبرك عن عمرها تطل منها أسئلة كثيرة ستحتاج في يوما ما الى اجابة |
| Ama hayatım, onun sesiydi, onun gözleriydi ve tüm kanı üzerime bulaştı. | Open Subtitles | لقد كان صوتها ياعزيزي لقد كانت عيناها و دمها الذي غطى كامل جسمي |