| Senin bütün o küçük kusurlarını kabul edecek güzel bir kız bulman bile bir mucize. | Open Subtitles | على استعداد لتجاهل كل عيوبك الصغيرة هى بمثابة معجزة |
| Seni o kadar seviyor ki, herkesin açıkça görebildiği kusurlarını göremiyor. | Open Subtitles | يحبك بشدة لدرجة لايرى معها عيوبك الواضحة |
| kusurlarını görmüyor değilim. Çoğu zaman bir elimi boğazından çekebilmek için diğer elimi kullanmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ولست عمياء عن عيوبك في مرات عديدة اردت ان استخدم يدي الثانية لتمنع يدي الاولى من خنقك |
| Kusurların var ama kusurlu bir elmas kusursuz bir kömürden daha değerlidir tabi bu kusurlar onun kırılmasına sebep olmadıkça. | Open Subtitles | لديك عيوبك الخاصة، ولكن عيب الألماس يستحق أكثر من عيب الفحم ما لم تلك العيوب ستسبب الهلاك |
| Seni sen yapan şey Kusurların ve ben seni seviyorum. | Open Subtitles | عيوبك هى ما تجعلك انت انت وانا معجبة بك |
| Korksan da, kaçmak istesen de eksik yönlerinden ve yanındakilerin kusurlarından utansan da. | Open Subtitles | حتى وأنت خائفة وتريدين الهرب واجهي عيوبك وخلل الناس حولك |
| Odana git ve akşam yemeğine kadar kusurlarını gözden geçir. | Open Subtitles | إذهب إلى غرفتك وفكر في عيوبك حتى وقت العشاء |
| kusurlarını gizlemek için bilerek yaptın. Hep yaparlar. | Open Subtitles | فعلتِ ذلك عمداً لإخفاء عيوبك جمعيهن يفعلن ذلك |
| Seks yapma, komik olma, kusurlarını gider. | Open Subtitles | لا جنس,لا تكوني مرحة ,اصلحي عيوبك |
| Kabarıklığını seviyordum. Senin bütün kusurlarını seviyorum. | Open Subtitles | انا احب نتوئتك انا احب عيوبك |
| kusurlarını görmemeye çalıştım. | Open Subtitles | أحاول أن أتغاضى عن عيوبك |
| Bırak eksikliklerin ve Kusurların seni ateşlesin. | Open Subtitles | . دعي عيوبك و فشلك وقوداً لكِ |
| - Kusurlarım? - Kusurların. | Open Subtitles | ـ عيوبي ـ عيوبك |
| Senin kusurlarından bahsetmiyor muyduk Jeff? | Open Subtitles | -للحصول على درجات أفضل . انظروا ، لم لا نناقش عيوبك يا (جيف)؟ |