| O benim kardeşim değil... çünkü benim gibi gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | .. و لكنهُليسأخي أوصديقيتلقائياً. لأن لديه عيون وآذان مثلي. |
| Telsiz ve hidrofon burada. Geminin gözleri ve kulakları. | Open Subtitles | هنا الردايو والهاتف المائى عيون وآذان المركب |
| Alt sistem bilgisayarın gözü, kulağı, ağzı ve elleri gibi çalışıyor. | TED | ويعمل هذا النظام الفرعي مثل عيون وآذان وفم ويدي الحاسوب. |
| Daha sonra gözü kulağı olan herkes farkına vardı. | Open Subtitles | أمّـا لاحقاً، فأصبح الأمـر شاخصاً لكلّ مَن لديه عيون وآذان |
| O adamları içeriye atarsak onlar bizim gözümüz kulağımız olurlar. | Open Subtitles | ندخل رجالاً داخل المحيط لتكون لنا عيون وآذان هناك |
| Ayrıca koridorlar boyunca gözlerimiz ve kulaklarımız gözetleme aygıtlarımız ve ayrıca her girişte metal detektörlerimiz mevcut. | Open Subtitles | لدينا كذلك عيون وآذان عبر الأروقة وأجهزة مراقبة وكذلك كاشف للمعادن على كل مدخل |
| Eskiden her yerde gözüm kulağım vardı. | Open Subtitles | وفي تعد نشطة، لدي عيون وآذان في كل مكان. |
| Her şeyi duyup görebiliyoruz. | Open Subtitles | لدينا عيون وآذان |
| Sparta'yı şüphe ve korkuya düşüren Theron'un gözleri ve kulakları üzerimdeyken, kendi evimin duvarlarına nasıl güveneceğim? | Open Subtitles | كيف سأصبح مؤتمنة ما خلف أسوار بيتي؟ ثرون له عيون وآذان مافتئت تبث الشك والهلع في سبارطة |
| Selam, görünüşe göre Araf'da gözleri ve kulakları olan bir tek ben yokmuşum. | Open Subtitles | مرحبا. يبدو أنني لست واحد فقط مع عيون وآذان على العذاب. |
| Bu yüzden Francisco'nun üstünde gözleri ve kulakları olsun istediler. | Open Subtitles | لهذا السبب أرادوا عيون وآذان على (فرانسيسكو). |
| - O Sokar'ın buradaki gözleri ve kulakları. | Open Subtitles | -انه عيون وآذان سوكار هنا. |
| "Bunu gözü kulağı olan herkes farketmişti." | Open Subtitles | "لقد كان الأمر واضحاً لأيّ شخص لديه عيون وآذان" |
| Sarah, burada Manhattan'da muazzam bir olaya tanık oluyoruz tüm dünyanın gözü, kulağı burada çünkü tarihte ilk defa bir balarısının konuşup konuşamadığını bizzat kendi gözlerimizle göreceğiz. | Open Subtitles | "مشهد مذهل هنا في "مانهاتن كلنا عيون وآذان , العالم ينتظر بقلق لأنه و لأول مرة في التاريخ سنسمع بأنفسنا إذا كانت نحلة تستطيع الكلام |
| Her yerde gözü kulağı var. | Open Subtitles | لديه عيون وآذان في كلّ مكان. |
| Kimse bizi görmemeli. Ingrid'in her yerde gözü kulağı var. | Open Subtitles | يجب ألّا ندع أحداً يرانا ربّما لـ(إنغريد) عيون وآذان في كلّ مكان |
| Berliner Zeitung'da gözümüz kulağımız olmasını sağlayabilirim desem? | Open Subtitles | ماذا لو قلت لك أن لدي طريقة للحصول على عيون وآذان داخل برلينر تسايتونج؟ |
| Berliner Zeitung'da gözümüz kulağımız olabilir desem? | Open Subtitles | ماذا لو قلت لك أن لدي طريقة للحصول على عيون وآذان داخل برلينر تسايتونج؟ |
| gözlerimiz ve kulaklarımız açık olsun, bir şey gördüğünüzde haber edin. | Open Subtitles | لذا عيون وآذان مفتوحة، و أي شيء تراه، تنقلة لنا. |
| Binanın içinde gözlerimiz ve kulaklarımız var. | Open Subtitles | لدينا عيون وآذان داخل المبنى |
| - Her yerde gözüm kulağım vardır. | Open Subtitles | لديَّ عيون وآذان في كل مكان. |
| Her şeyi duyup görebiliyoruz. | Open Subtitles | لدينا عيون وآذان |