| Bunu bana o yaptı çünkü herkesin kendisi gibi acı çekmesini istiyor. | Open Subtitles | هو هو لي لأن يُريدُ كُلّ شخصَ أَنْ يَعاني مثل هو عَمِلَ. |
| Ne yaptı, karınıza anlatmakla mı tehdit etti? | Open Subtitles | الذي عَمِلَ هي تَعمَلُ، يُهدّدُ لإخْبار زوجتِكَ؟ |
| Yasadışı bir şey yaptığını biliyorum çünkü o öyle biri. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه عَمِلَ شيئا غير قانوني ،لأن ذلك هو طبعه |
| Gençken pek çok kötü şey yaptım. | Open Subtitles | عَمِلَ الكثير مِنْ الأشياءِ السيئةِ عندما أنا كُنْتُ أصغرَ. |
| Bunu yapan örümceği bulursak onu tutuklayabilirsin. | Open Subtitles | لو نَجِدُ العنكبوتَ الذي عَمِلَ هذا، يُمْكِنُ أَنْ تَعتقلَه. |
| O yumuşacık, sıcak çamaşırla ne yaptın? | Open Subtitles | والذي عَمِلَ أنت تَعمَلُ بذلك النسيج الكتاني الحارِ الجديدِ؟ |
| İlk yapılması gerekenlerden yanlış yaptığı on şeyi sana söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أُخبرَك عشَر أشياءِ هو عَمِلَ خاطئَ فوراً المضرب. |
| Sonny Bono ne yapmış ne yapmamış umurumda değil. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا حقاً لا العناية الذي سوني بونو أَو ما عَمِلَ. |
| -Olduysa da mühim değil efendim. -Arnie ve Kyle ne yaptı? | Open Subtitles | لا أحد رأية يَهْمُّني، سيدي ماذا عَمِلَ آرني وكايل؟ |
| - Olduysa da mühim değil efendim. - Arnie ve Kyle ne yaptı? | Open Subtitles | لا أحد رأية يَهْمُّني، سيدي ماذا عَمِلَ آرني وكايل؟ |
| Neden o çocuklar sana kötülük yaptı? | Open Subtitles | الذي هَلْ هم عَمِلَ الذي إليك، أولئك الأطفالِ؟ لماذا طاردوك خارج تلك العصابةِ؟ |
| Cömerttir. Geçen hafta çok hoş bir şey yaptı. | Open Subtitles | في الحقيقة، هو عَمِلَ الأحلى شيء لي الأسبوع الماضي، |
| Yedinci sınıfta koroya katıldığımda bana da aynısını yaptı. | Open Subtitles | يا، نظرة، لا تُستمعْ إليه. هو عَمِلَ نفس الشيءِ لي عندما إنضممتُ إلى الجوقةِ في الدرجةِ السابعةِ. |
| Tuck işi kendisinin yaptığını, benim sadece yazı yazdığımı söylerdi. | Open Subtitles | تاك كان دائما ما يقول بأنّه عَمِلَ الأشياءَ و انا أَكْتبُ عنة فقط. |
| Travis'in ne yaptığını düşünüyorsanız, bence kesin o yapmıştır. | Open Subtitles | مهما يُفكّرونَ ترافس عَمِلَ، أعتقد هو عَمِلَ هو. |
| Ve yüzünüzdeki ifadeden anladığım kadarıyla, kocanızın neler yaptığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى بأنّك تَعْرفُ ما هو عَمِلَ. |
| - Ama neden? Ben sana ne yaptım ki? | Open Subtitles | حَسناً، الذي عَمِلَ أنا أعْمَلُ لفَسْح أنت تُعالجُني ذلك المجالِ؟ |
| Aynısını yapan bir amcam vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي عمُّ الذي عَمِلَ نفس الشيءِ. |
| İtalya'da onunla ne yaptın? | Open Subtitles | الذي عَمِلَ أنت تَعمَلُ مَعها في إيطاليا؟ |
| Belki Londra'da ikimizin yaptığı şeyi başka biriyle yapmak istiyordu. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا يُريدُ أَنْ يَعمَلُ بأَنْك وأنا عَمِلَ في لندن مَع شخص ما. |
| Ama birileri bunu ona yapmış, ve Linda Fusco da adalet istiyor. | Open Subtitles | لكن شخص ما عَمِلَ هذا إليها، وليندا Fusco تَستحقُّ عدالةً أيضاً. |
| Çok garip. Ben dün onu dolaştırırken de aynısını yapmıştı. | Open Subtitles | هو عَمِلَ نفس الشيءِ أمس عندما أنا كُنْتُ أَمشّيه. |
| Kendisi için Vance'ı terk etmeyeceğini anladığında sinirlendi, onu öldürdü ve Vance'ın üzerine komplo kurdu ve bunu eski davalarından bildiği ipuçlarıyla yaptı. | Open Subtitles | عندما هي لا إتركْ فانس لَهُ، عَضَّ، قَتلَها، وأَطّرَ فانس له، وهو عَمِلَ هو بأَخْذ النماذجِ مِنْ حالاتِه القديمةِ. |
| Bunu yaptıysa, başka ne yapıyor? | Open Subtitles | لو هو عَمِلَ هذا ماذا ما عدا ذلك يَعْملُ؟ |
| Herkes korkuyordu ama hiç kimse bir şey yapmadı. | Open Subtitles | الناس كَانَت خائفَة لكن لا أحدَ عَمِلَ أيّ شئَ. |