| Ürkünç bile olsa herifin su geçirmez bir mazereti var. | Open Subtitles | حتى لو كان مُخيفاً، فالرجل لديه عُذر غياب مُحكم. |
| Adamın suçlu olduğu aşikar ama mazereti var. | Open Subtitles | الرجل مُذنبٌ تماماً، لكن لديه عُذر غياب. |
| Buna rağmen mazereti olduğunu da belirledik. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك، وكما سبق وعلمنا أنه كان لديه عُذر غياب |
| - Hey. Manny Castro'nun tanığı doğrulandı. Ayrıca Logan'ın rakipleriyle konuştum. | Open Subtitles | مرحباً، إذن تمّ تأكيد عُذر غياب (ماني كاسترو)، وتحدّثتُ لمُنافسي (لوغان). |
| Ayrıca, Mazeretim var. | Open Subtitles | -بالإضافة أنّ لديّ عُذر غياب . |
| Ekibim bana, cinayet gecesi için bir mazeret belirtmediğinizi söyledi. | Open Subtitles | رفاقي يقولون بأنّه ليس لديك عُذر غياب لليلة مقتل (مان). |
| Dostlar, sanırım bu olay anı başka yerde oluşunun sağlam bir göstergesi. | Open Subtitles | وأعتقد أنّ هذا يا أصدقائي، هو تعريف عُذر غياب مُحكم. |
| Olay gecesi için şahidi yok. | Open Subtitles | وليس لديها أيّ عُذر غياب. |
| Selamlar. Eski eşin mazereti doğruymuş. | Open Subtitles | لقد تمّ تأكيد عُذر غياب زوجها السابق. |
| Şüphelimizin mazereti bu. | Open Subtitles | عُذر غياب المُشتبه به يعتمد على هذا. |
| Jason'ın kankasıyla maçta oluşu mazereti sence de biraz çürük değil mi? | Open Subtitles | عُذر غياب (جايسون) أنّه كان في اللعبة مع أصدقائه، -ألا يبدو تافهاً إليك بعض الشيء؟ |
| - Rahatlıkla inkar ettiğin bir mazereti de... | Open Subtitles | -إنّ لديها دافع . -أجل، ولديها عُذر غياب أيضاً ، |
| Carlton "Tookie" Burroughs ama mazereti sağlam. | Open Subtitles | (كارلتون "توكي" بوروز)، لكن لديه عُذر غياب. |
| Natalia Roosevelt'ın mazereti doğrulandı. | Open Subtitles | إذن لدى (ناتاليا روزفلت) عُذر غياب ثابت. |
| Ve olay gecesi için geçerli mazereti var. | Open Subtitles | -وإنّ لديه عُذر غياب ثابت لليلة الإقتحام . |
| Dün gece için görgü tanığı var. | Open Subtitles | -كان لديه عُذر غياب لليلة الماضية . |
| Noah'ın tanığı sağlam. | Open Subtitles | حسناً، عُذر غياب (نوا) ثابت. |
| Mazeretim yok ki. | Open Subtitles | -ليس لديّ عُذر غياب . |
| Hayır. Mazeretim var benim. | Open Subtitles | -كلاّ، لديّ عُذر غياب . |
| Esposito, Winston Wellesley'nin olay anı nerede olduğunu araştır bakalım. | Open Subtitles | -أجل . أسبوزيتو)، تحقق من عُذر غياب (ونستون ويسلي). |
| Cinayet gecesi için şahidi yok. | Open Subtitles | -لا عُذر غياب. |
| Bizim bahisçi başka yerde olduğunu kanıtladı ama balistik raporu geldi. | Open Subtitles | لقد ثبت عُذر غياب المُراهن. ولكن صدر تقرير المقذوفات للتو، ولدينا تطابق. |