| Ama hayatlarımızı 20 yıl boyunca ayrı yaşadık. | Open Subtitles | لكننا عِشنا منفصلين لما يزيد عن عشرين عامًا |
| Altı yılda onbeş şehirde yaşadık. | Open Subtitles | على مر 6 سنوات، عِشنا في 15 مدينة |
| O kocaman, bomboş... başarısızlık anıtında, bir başımıza yaşadık. | Open Subtitles | عِشنا هُناك فحَسب... وَحدنا فى هذا "الفشل" المُوحِش الكبير. |
| Balkonlarda çalan mızıkalarla bir hapishanede yaşıyorduk. | Open Subtitles | عِشنا في سجون حيث كانوا الفِرق النحاسية تعزف على الشرفات |
| Kırmızı tuğla apartmanların daracık odalı dairelerinde oturuyorduk. | Open Subtitles | عِشنا في شُقق سكة الحديد داخل المباني من الطابوق الحمراء |
| Beraber bir hayat yaşadık. | Open Subtitles | عِشنا لفترة طويلة معاً |
| Çevremizdekilere göre fazla yaşadık. | Open Subtitles | جميعنا عِشنا أكثر من دوراتنا |
| - Phoebe, biz birlikte yaşadık. | Open Subtitles | -فيبي، لقد عِشنا معاً |
| O yatağın üzerinde yaşadık. | Open Subtitles | ! لقد عِشنا على تلك المرتبة |
| Bir tür hapishanede bir ceviz kabuğu tarafından sınırlanmış ufacık bir evrende yaşıyorduk. | Open Subtitles | عِشنا في نوع من السجون كون صغير مُقيدا بقشرة جوز. |
| Farklılığın yasak olduğu bir dünyada yaşıyorduk. | Open Subtitles | عِشنا في عالم ممنوعة به الاختلافات |
| Böyle bir köyde yaşıyorduk. | Open Subtitles | و عِشنا فى قرية كهذه. |
| Halka açık bir havuzdan dört blok ötede oturuyorduk. | Open Subtitles | عِشنا على بعد 4 مبانٍ من بركة سباحة عامةّ |