"عِنْدَنا وقتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• vaktimiz yok
• vaktimiz var
• zamanımız yok
• zamanımız var

Pekala millet, sallanmaya vaktimiz yok.
حَسَناً، كُلّ شخص، الآن نحن ما عِنْدَنا وقتُ للتَسَكُّع.

- Köpek parkına gidecek vaktimiz yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ للذِهاب إلى متنزهِ الكلبَ.

Beyler, hava biraz zorluk çıkaracak, bu yüzden sadece üç soruluk vaktimiz var.
يا رفاق، حسنا، نحن سنستعجل بسبب الطقس، لذا عِنْدَنا وقتُ لثلاثة أسئلة فقط

Bir telefon görüşmesine daha vaktimiz var.
يَبْدو بأنّنا عِنْدَنا وقتُ لنداءِ أكثرِ واحد.

Başka bir şey bakmak için zamanımız yok.
ليس عِنْدَنا وقتُ للبَحْث عن شيء آخر

Onu düşünecek zamanımız yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ للتَفكير بشأن ذلك.

Hala konuşacak zamanımız var ve daha arabaya binemediler.
نحن ما زِلنا عِنْدَنا وقتُ لكَلام، وهم لَيسوا مستويَ في السيارةِ لحد الآن.

Şimdi vaktimiz yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ لذلك التغوّطِ، حَسَناً؟

Pekala, bunun için vaktimiz yok.
الموافقة، نحن ما عِنْدَنا وقتُ لهذا.

Fazla vaktimiz yok Q. T!
ليس عِنْدَنا وقتُ كثيرُ كيو . تي

Bunun için vaktimiz yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ لهذا.

Fazla vaktimiz yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ كثيرُ.

- Endişeli ebeveynleri oynayacak vaktimiz yok.
- نحن ما عِنْدَنا وقتُ

Bence bir telefonluk daha vaktimiz var.
l يَعتقدُ بأنّنا عِنْدَنا وقتُ لشخص متّصلِ أكثرِ واحد.

Lilith gelene kadar vaktimiz var.
عِنْدَنا وقتُ قَبْلَ أَنْ يَصِلُ ليليث.

zamanımız yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ.

- Bunlar için zamanımız yok.
- نحن ما عِنْدَنا وقتُ لكُلّ هذا.

- Bu saçmalık için zamanımız yok.
- نحن ما عِنْدَنا وقتُ لهذا التغوّطِ.

Fazla zamanımız yok.
نحن ما عِنْدَنا وقتُ كثيرُ.

- Oyununuz için zamanımız var.
عِنْدَنا وقتُ لخدعتِكَ الصَغيرةِ. أوه نعم؟