| Herkese geçici hafıza kaybı yaşatacak şekilde tüm kulübe gaz salacağız. | Open Subtitles | سنطلق غازاً في الملهى متسببين في جعل الجميع يفقد ذاكرته مؤقتاً |
| Buraya dublör olmak için taşındı, kimyasal gaz salmak için değil. | Open Subtitles | إنتقل إلى هنا ليصبح مؤدي حركات خطرة، وليس ليطلق غازاً كيميائياً. |
| Çünkü kim doğal gaz üreten bir gübre fabrikası ister? | TED | لأنه ، من ذا الذي يريد مصنع الأسمدة الذي ينتج غازاً طبيعياً؟ |
| Şimdilerde karbondioksidin, küresel ısınmaya sebep olan tehlikeli bir sera gazı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | اليوم، نعتبر ثاني أكسيد الكربون غازاً دفيئاً خطيراً يؤدي إلى الاحتباس الحراري. |
| Doktor, bütün muhafızları bayıltan bir uyku gazı hazırladı. | Open Subtitles | حضّر الطبيبُ غازاً منوّماً، أدخلتُ جميع الحرّاس في غيبوبة. |
| Sonra şehire geri dönerek yemek pişirmek için yakıt olarak enerji sağlayacak doğal gaz üretiliyor. | TED | ومن ثمَّ فإنه يكوِّن غازاً طبيعياً ، والذي بدوره يعود إلى المدينة لإمدادها بوقود الطبخ. |
| Özür dilerim. Konsantre olamıyorum çünkü gaz kokusu alıyorum. | Open Subtitles | آسف، سَيكونُ عِنْدي تَركيز المشكلةِ، لأن أعتقد أَشتمُّ غازاً. |
| Zarif kabuğunda, derinliği kontrol eden gaz dolu yüzdürme odacıkları vardır. | Open Subtitles | هي صَدَفَةُ رشيقةُ تَحتوي غازاً مَلأَ غُرَف تعويمِ، التي تُسيطرُ عليها عمقُ. |
| Bu alet o kayayla birlikte etrafındaki suyu ve kimyasalları karıştıracak ve ortaya sadece gaz çıkacak. | Open Subtitles | التي سوف تخلط الماء مع المواد الكيميائة اضافة الى تلك الصخور حتى تكون النتيجة غازاً |
| gaz koktuğuna eminim. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ جداً أَشتمُّ غازاً. |
| - Evet, bana gaz olduğunu söylemediniz ki. | Open Subtitles | - نعم، أنت لَمْ تُخبرْيني أنه كَانَ غازاً. |
| Bir saldırıya uğradığında ya da tehdit algıladığında ise insanlar için ölümcül bir zehirli gaz yayıyor. | Open Subtitles | ... وعندما يُهاجم أو يتهدده الخطر يصدر غازاً ساماً قاتلاً للبشر |
| Bayım, bu zehirli bir gaz değil. | Open Subtitles | سيّدي، إنه ليس غازاً ساماً لا يوجد أيٍّ منه بالخارج هنا! |
| Bizim Rockefeller Center'da zehirli bir gaz kaçağı olduğuna dair bir rapor alıyoruz. | Open Subtitles | لقد تمّ إفادتنا للتّو أن غازاً سام قد تسرّب في مبنى (روكيفلر سينتر) |
| - gaz mı yoksa virüs mü bilemiyorum. | Open Subtitles | -لا أعلم إن كان غازاً أو فيروس أو شيئاً غريباً، |
| EKG'si düzgün çıktı, gaz değil, panik atak değil... | Open Subtitles | لم يكن غازاً ، لم تكن هجمة هلع |
| Havalandırmaya gaz verebiliriz. | Open Subtitles | نَضْخُّ غازاً قاضياً في خلال المنافسِ. |
| Birçok sinir gazı gördüm ama bu gazın sinirleri sağlammış. | Open Subtitles | لقد رأيتُ غازاً شجاعاً.. لكن هذا الغاز يمتلك الشجاعة ذاتها! |
| Mağaraya girdiğinden emin olduktan sonra girişe uyku gazı verdim ve girmek için güvenli olana kadar bekledim. | Open Subtitles | "بعدما تيقّنتُ من دخوله الكهفِ، أطلقت غازاً مُنوّماً، وانتظرت حتّى تيقّني من نومه ودخلتُ" |
| Shepherds adındaki gizli grup insanları kısırlaştıran bir gazı dünyaya salmaya başladılar. | Open Subtitles | ألقت جماعة سرية تدعى الرعاة غازاً تسبّب بالعقم للبشرية بأسرها "نبأ عاجل الشعب بأكمله ينهار" |
| Franklin, eğer servis istasyonuna yetişemeden benzinimiz biterse bizi o sandalyeyle çekeceksin. | Open Subtitles | فرانكلين، إذا إستنفذنا غازاً قَبل أَن نعود إلى تلك المحطة |