| Ama Onun adı Phyllis Gaffney, | Open Subtitles | لكن في ذلك الوقت كان اسمك فيليس غافني |
| Bu, klasik Gaffney ön sevişmesi. Bırak da yapayım. | Open Subtitles | إنها مداعبة "غافني" التقليدية، دعيني أقوم بها |
| Gaffney, ne yalan söyleyeyim, haklıymışsınız. | Open Subtitles | علي أن أعترف يا "غافني"، أنت وزوجتك كنتما محقين |
| Gaffney... dördüncü seviye güvenlik erişimine hazır mısın? | Open Subtitles | "غافني" هل أنت مستعد لتصريح أمني من المستوى الرابع؟ |
| Gaffney'deki Sally Ann'i arayıp şimdiye kadarki katılım oranını öğren. | Open Subtitles | أريد منك الاتصال ب "سالي آن" من "غافني" -ومعرفة الإقبال حتى الآن |
| Hayır, onu istemiyorum. Gaffney katılım oranını istiyorum. | Open Subtitles | لا، لا أريد ذلك أريد معرفة الإقبال في "غافني" |
| Tarihte ilk kez Birleşik Devletler Başkanı Gaffney'yi ziyarete geldi. | Open Subtitles | إنها أول مرة يزور فيها رئيس الولايات المتحدة الأميركية مدينة (غافني). |
| Üzgünüm, Gaffney'de seninle birlikte kalamam. | Open Subtitles | آسفه, لا يمكنني البقاء هنا في (غافني) برفقتك |
| Üzgünüm, Gaffney'de seninle birlikte kalamam. | Open Subtitles | آسفه, لا يمكنني البقاء هنا في (غافني) برفقتك |
| Gaffney'den bir köylü ile Dallas'tan bir sosyete kızının evlendiği tarihtir. | Open Subtitles | "أبيض قروي من (غافني) (تزوج فتاة تظهر لأول مره في مناسبة اجتماعية من (دالاس" |
| Tamam Gaffney. Araştıracağım. | Open Subtitles | حسنا يا "غافني"، سأقوم بالتحقيق |
| Gaffney, tam vaktinde! | Open Subtitles | "غافني"، وصلت في الموعد المحدد! |
| Küçükken Gaffney'de sokağımızın aşağısında yaşayan bir çocuk vardı. | Open Subtitles | أتدرون، كان هناكَ صبي يعيش أسفل الشارع بالقرب مني في (غافني) |
| Bence burada Gaffney'de en azından ben burada diğer yerlerden daha çok hissediyorum. | Open Subtitles | (أعتقد أكثر في (غافني على الأقل أشعر بذلك في (غافني) أكثر من أي مكان آخر |
| Özellikle burada Gaffney'de. Şimdi başkan olarak kendimi sorumlu hissediyorum. | Open Subtitles | (خصوصاً هنا في (غافني الآن، كرئيس أشعر بأنني مسؤول عن ذلك |
| Ama Gaffney polisi bir saat içinde pankartı detaylı inceleme için aşağı indirecek. | Open Subtitles | (لكن شرطة (غافني ستقوم بإزالة اللوحة خلال ساعة لمزيد من الفحص |
| O sırada Gaffney First bankasının sahibi Klan üyelerinden biriydi. | Open Subtitles | وبما أنه في حينها كان المالك للمصرف ،الأول في (غافني) أحد أفراد المنظمة |
| Başkan Underwood, kendi memleketi Güney Carolina, Gaffney'de canlı konuşuyor. | Open Subtitles | الرئيس(أندروود) يخاطبكم في بثٍ مباشر" ،)من مسقط راسه ببلدة (غافني" "(بولاية (كالاورنيا الجنوبية |
| Bence burada Gaffney'de en azından ben burada diğer yerlerden daha çok hissediyorum. | Open Subtitles | (أعتقد أكثر في (غافني على الأقل أشعر بذلك في (غافني) أكثر من أي مكان آخر |
| Özellikle burada Gaffney'de. Şimdi başkan olarak kendimi sorumlu hissediyorum. | Open Subtitles | (خصوصاً هنا في (غافني الآن، كرئيس أشعر بأنني مسؤول عن ذلك |