| Bir seferinde kırmızı ışıkta geçmiş, ...bir de, birkaç gram kokainle yakalanmış. | Open Subtitles | لقد قطع إشارة حمراء وقُبض عليه وفي حوزته بضعة غرامات من الكوكايين |
| - İki numara. Göt polisin biri cebime birkaç gram kokain koydu. | Open Subtitles | بعض الشرطي كيس القمامة زرعت بضعة غرامات من فحم الكوك على لي. |
| Tesadüf eseri, kalan kare 50 gram ve minimum etki edecek doz 10 gram. | TED | لحسن الحظ، المربع المتبقي يحتوي على 50 غراماً من الترياق، والحد الأدنى لجرعةٍ فعالةٍ هو 10 غرامات. |
| Ama görünüşe göre ağır cezalar ve hapis onu bekliyordu. | Open Subtitles | بأنه كان يواجه دفع غرامات كبيرة و حبس بالسجن الفدرالي |
| Bu adamlar buraya ödenmemiş park cezaları yüzünden gelmedi. Bunun farkındayım. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال ليسوا هنا لعدم دفع غرامات المرور وإيقاف السيارات .. |
| - Sözel ahlak kanununu defalarca çiğnediniz, beş kredi ceza ödeyeceksiniz. | Open Subtitles | ستدفع 5 غرامات لخرقك المتكرّر لنظام التهذيب اللفظى |
| Birlikte çalışırken saatte yedi gramla sınırlandırmaya çalış, olur mu? | Open Subtitles | حاول أن لا تتعدّى كمية الممنوعات سبعة غرامات في الساعة عندما نكون نعمل معًا |
| Burası küçük bir kasaba, insanların bu hastaneye ihtiyacı var. - Herhangi bir cezayı kaldıramayız. | Open Subtitles | هذه بلدةٌ صغيرة، و الناس يحتاجون لهذه المشفى، ولا يمكننا تحمّلُ أيّةِ غرامات. |
| Figgsy, sen 12 yıldır polislik yapıyorsun. Altı gram eksik. | Open Subtitles | فيغزي أنت شرطي منذ 12 سنة الآن , ستة غرامات مفقودة |
| Sadece kolunu bağlayıp,10 gram kan alacaklar. | Open Subtitles | نحن فقط نحتاج لوضع الحقنة في عرقك وينتزعون 10 غرامات من الدمّ |
| 2 gram kola için biraz da kristal. | Open Subtitles | بضع غرامات من الكواكيين وبعض الكريسطالات |
| Bina müdürü bir hırsızlık olduğunu ve trityum adı verilen maddeden 10 gram çalındığını söyledi. | Open Subtitles | مدير البناء يقول أن هناك اقتحام قد حدث و أن 10 غرامات من مادة التريتيوم قد سُرقت |
| Bir kaç gram uyuşturucu için kendime sattım. | Open Subtitles | لقد بعت نفسي من اجل بضعة غرامات من السرعة |
| Peki pişirebilseydin? Bir paket psödodan 3 gram meth çıkıyor. | Open Subtitles | و ماذا إذا استطعت ؟ بإستطاعتك بنقرة إصبع الحصول على حزمة من النقود المزيفة بثلاث غرامات من الميث |
| Bir gram, beş gram, on gramım var. Kaç gram istiyorsun?" | TED | لدي غرام واحد ، خمسة غرامات ، عشر غرامات. كم غراما تريد؟ " |
| Bir pound eşittir 453.6 gram. | Open Subtitles | الرطل الواحد يساوي 453.6 غرامات |
| Birkaç ay önce Hastalık Denetleme Merkezi'nden gelmişler ve ağır cezalar yazmışlar. | Open Subtitles | نعم حسنا,لقد جاء مركز السيطره على الامراض قبل أربعه أشهر وأعطونا غرامات باهضه |
| İnsanlar bunun için hapse girip inanılmaz cezalar ödüyorlar. | Open Subtitles | ويدفع غرامات كبيرة هل رأيتني أمارس الطب؟ |
| Park cezaları konusunda yardımını istediğim zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين عندما طلبت منكِ أن تساعديني في غرامات مواقف السيّارات؟ |
| cezaları iki gün içinde ödemeniz gerek yoksa bu iki gün buradaki son iki gününüz olur. | Open Subtitles | أنت ستعمل تضطر لدفع غرامات أو كنت سأفعل يومين آخرين في مقاطعة. |
| Adam, köpeği kaldırımlara pisleyenlere ceza kesiyordu. | Open Subtitles | دعا الرجل إلى غرامات لأصحاب الكلاب حماقة الذين الكلاب في الشارع. |
| 10 gramla yakalanmak siki tutmak demektir. | Open Subtitles | القبض عليك مع عشرة غرامات تعني قضاء وقت صعب |
| Bunu yerine liderleriniz gerekli cezayı.. ..vermketense para cezası keserek oğlancılığı teşvik ediyor. | Open Subtitles | عوضًا عن ذلك، رؤسائكم يشجّعون اللواط بفرض غرامات عوضًا عن الحكم القويم |