| Daha sonra U.N.Jazz Orchestrası uğradı, ve onları kaydettik ve Grammy için ikinci defa aday gösterildik, ard arda... | TED | مرت بنا اوركيسترا الجاز اليو ان وقمنا بتسجيلها و حصلنا على ترشيح اخر لجائزة غرامي جنبا الى جنب. |
| Hayvan olan, berbat suratlı Grammy kazanan değil. | Open Subtitles | الحيوان، ليس رابح جائزة غرامي مع الوجه العابث. |
| Cuma gününe öylesine biriyle ilk randevuma çıkacağım. Öylesine biri mi? | Open Subtitles | لديّ فقط أول موعد غرامي مع رجل ما في يوم الجمعة |
| Gerçekten biriyle çiktin yani. Aferin sana. | Open Subtitles | إذن موعد غرامي حقيقي هذه المرة، هذا جيد لك |
| - Siz ikiniz aşk kuşları mısınız bakalım? | Open Subtitles | هل أنتما في موعد غرامي يا عصافير الغرام ؟ |
| Üç gün boyunca burada olacağız sakın bana aşık olayım deme. | Open Subtitles | سنبقي هنا لثلاث أيام فقط إذا حاولي ألا تقعين في غرامي |
| Kariyeri boyunca, on beş Grammy adaylığı ve 2000'de, Grammy Onur Ödülü'nü aldı. | Open Subtitles | حصلت على جوائز عديد خلال مسيرتها، من بينها جائزة غرامي لعام 2000 إضافة إلى ترشيحها 15 مرة للجائزة. |
| Kadın bir Grammy kazandı. | Open Subtitles | فاز امرأة على جائزة غرامي. هذا هو الواقع. |
| KS:Odanda tek başına yaptığın bir şey için İki tane Grammy ödülü kazandın | TED | كيلي: فأنت فزت بجائزتين للـ"غرامي" بسبب التسجيل الذي فعلته بنفسك في غرفتك. |
| insanların ne düşündüğünü umursamadım İki Grammy ödülü sadece bunun bonusu. | TED | لقد تقدمت وصنعته ولم أهتم برأي الناس وجائزتي الـ"غرامي" هي إضافة عملاقة. |
| Açılımı Emmy, Grammy, Oscar ve Tony'dir. | Open Subtitles | يقصد بها "إيمي"، "غرامي" "أوسكار" و "توني" |
| İnternetten biriyle buluşacağım. Eve gidip, duş almam lazım. | Open Subtitles | لديّ موعد غرامي مع فتاة تعرفت عليها من الإنترنت، كان لابدّ وأن أعود للمنزل لأستحم |
| Ben biriyle çıkıyorum diye hayaletlerin sorunları beklemez. | Open Subtitles | الأشباح لا تأخذ إجازة مرضية لأنني في موعد غرامي |
| Kıskanıyorsun. Birkaç haftadır biriyle çıkmadın. | Open Subtitles | لم تخرج في موعد غرامي منذ عدة أسابيع، لا بأس بذلك. |
| Aslına bakarsan, biriyle buluşacağım. Bunu kaldırabilirsin, değil mi? Biz sadece arkadaşız. | Open Subtitles | في الواقع أنا في موعد غرامي تستطيع تحمل هذا ، صحيح؟ |
| aşk sözcükleri söyleyecek değilim. | Open Subtitles | أنا لست في مزاج عن السلف غرامي. |
| Hattie, William Weston'la bir aşk sahnesi oynuyordu. Şu yaşlı ama yakışıklı aktörle yani. | Open Subtitles | فإن هاتي كانت تمثل في مشهد غرامي مع ويليامز ويستون ذلكالرجلالمسنالوسيمالذي دائمامايقبلالممثلات... |
| Sen hiç aşk mektubu almadın mı? | Open Subtitles | لم تحصل على خطاب غرامي من قبل؟ |
| Birini kendime... aşık edebileceğim üzerine. | Open Subtitles | وبهذا استطيع أن أحصل على شخص ما من أجل الوقوع في غرامي |
| Plan şu. Kızı kendime âşık edebilirim tamam mı? | Open Subtitles | اعلم انني قادر على إيقاع الفتاة في غرامي |
| - Hayır, kadınım arabada. randevu gecesi. - O kadar iyi yani. | Open Subtitles | لا، فتاتي في السيارة، لدينا موعد غرامي الليلة أنه جيد، أليس كذلك؟ |
| Yani işte, bir kızla buluşmuşsun gibi bir şey oluyor. | Open Subtitles | ومن ثمّ، سيكون الوضع كما لو أنك في موعد غرامي. |
| Sanırım bana abayı yakmak üzere. | Open Subtitles | أعتقد أنها وقعت في غرامي |