| Paket, posta odasında duruyor kablosuz ve bluetooth giriş noktalarını tarıyor. | Open Subtitles | و الصندوق في غرفة البريد يقوم بمسح نقاط وصول اللاسلكي والبلوتوث |
| posta odasında küçük bir karışıklık vardı. | Open Subtitles | مالذي يحصل ؟ كان هناك فوضى في غرفة البريد |
| posta odasından bahsediyorsan, şu an elimizde boş iş yok. | Open Subtitles | حاليًا ليس لدينا أيّ عمل هنا، أعني إذا تكلمت عن غرفة البريد. |
| Efendim, posta odasından sizin için bir şey getirdim, ama önce Çok değerli zamanınızdan bir dakikanızı alarak üzerinde iki üç yıldır çalıştığım bir şeyi göstermek isterim. | Open Subtitles | يدي املك لك شيئاً من غرفة البريد ولكن اولاً ان استطعت ان آخذ قليلاً من وقتك القيم لأري شيئاً كنت اعمل فيه في السنوات الاثنين والثلاث السابقة |
| Bizimle gel. posta odasına dönme, ekibin bir parçası olarak gel. | Open Subtitles | عد معنا ليس الى غرفة البريد لكن لتكون جزء من فريقنا |
| Bütün gece posta odasına mahkum ettiler beni. | Open Subtitles | لقد حبسوني طيلة الليلة في غرفة البريد الفظيعه |
| - Posta odası şüpheli bir zarf verdi. - Açabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | رأوا في غرفة البريد أنه مريباً هلا تفتحينه رجاء؟ |
| Posta odasındaki çocuklar bunu sana getirmemi istediler. | Open Subtitles | لقد طلب مني الأشخاص في غرفة البريد ان اجلب هذا لك |
| Kuzey Kutbu'nda yetiştiriliyor, New York'a gidiyor, spagetti yiyor, bir posta odasında çalışmaya başlıyor, ve sonunda da Noel'i kurtarıyordu. | Open Subtitles | نشا في القطب الشمالي عاد لنيويورك عمل في غرفة البريد |
| Ne yani posta odasında insanların numaralarını mı dağıtıyorlar? | Open Subtitles | أذا أنهم يخرجون الآرقام فقط ألي الآناس في غرفة البريد ؟ |
| posta odasında çalışan Ben, Bay Connelly' nin oğlu mu? | Open Subtitles | هل بين الذي يعمل في غرفة البريد هوأبنالسيدكونلي. |
| Aslına bakarsan, meşgulüm ve posta odasında çok işim var. | Open Subtitles | في حقيقة الآمر, أنا مشغول بماذا يحدث في غرفة البريد فقط |
| - Aslında... - Ben olmasam hâlâ posta odasında pulları yalıyor olurdun. Aslında Quentin, sana rağmen hâlâ bir işim var! | Open Subtitles | لولاي لكنت لا تزال تلعق الطوابع في غرفة البريد في الحقيقة يا كوينتن تمكنت من الاحتفاظ بعملي بغض النظر عنك |
| Kariyeri bodrum katta ki posta odasından başlayıp, en üst katın penceresinden aşağı atlayarak son bulmuş. | Open Subtitles | بداية من غرفة البريد في القبو وأنهى مسيرته بالقفز من نافذة الطابق الأخير |
| Seni posta odasından aldım hukuk fakültesine gönderdim, eğittim sonra beni sırtımdan bıçakladın. | Open Subtitles | لذا، أخرجتكِ من غرفة البريد ووضعتكِ في كلية القانون، علمتكِ، وبعدها تغادرين وتطعنيني في ظهري، هل هذه غلطتي؟ |
| posta odasından çıkıp terfi etmeyi hiç düşündün mü? | Open Subtitles | الآ تفكر في الآنتقال من غرفة البريد ؟ |
| Yüzüne gözüne bulaştırırsan, "posta odasına, avlucu çocuk". | Open Subtitles | أفسد الأمر و سأعيدك الى ردهة غرفة البريد يا فتى |
| Yüzüne gözüne bulaştırırsan, "posta odasına, avlucu çocuk". | Open Subtitles | أفسد الأمر و سأعيدك الى ردهة غرفة البريد يا فتى |
| Bak, posta odasına yersiz iddiaları postalamayı bırakmalarını söyleyebilirsin. | Open Subtitles | انظر، يمكن أن تخبر غرفة البريد للتوقّف عن إرسال هذه الإدّعاءات الكاذبة. |
| Her şeyin finansmanını ben yaptım ve o zaman Posta odası maaşı alıyordum. | Open Subtitles | أضطررت أن أتولى التكاليف وأجني المال من غرفة البريد. |
| Posta odası harika ve ben de %10 istiyorum ya da gelmem. | Open Subtitles | غرفة البريد رائعة واريد 10 % او لا اتفاق بيننا |
| Posta odasındaki zeka özürlü çocuk bile ikimizi bağdaştırdı. | Open Subtitles | حتى الشاب الذي يعمل في غرفة البريد.. يمكن ان يميزنا سوية |
| Postaneye geçeli daha bir hafta bile olmadı. | Open Subtitles | انتقلتَ إلى غرفة البريد من أقّل من أسبوع |
| 3 ay önce o da posta bölümünde çalışıyordu, şimdi Sanatçı ve Repertuvar Yönetimi bölümünde. | Open Subtitles | قبل 3 شهور كانت في غرفة البريد والان هي موظفة تنفيذية للشركة |