| Bak, eğer içgüdülerin bu yol yol değil diyorsa, ben daha-- | Open Subtitles | أنظري، إن كانت غريزتك تخبرك أنها ليست الطريقة المناسبة، أنا لن.. |
| Bak, eğer içgüdülerin bu yol yol değil diyorsa, ben daha-- | Open Subtitles | أنظري، إن كانت غريزتك تخبرك أنها ليست الطريقة المناسبة، أنا لن.. |
| Babalık içgüdülerini Jack Payne'e odaklamanız daha yararlı olabilir. | Open Subtitles | لكن غريزتك الأبوية ستكون أفضل لو قمت بالتركيز على جاك بايان |
| Bak, Jon birinci içgüdün bize yalan söylemek olacaktır. | Open Subtitles | اصغي جيدا جون غريزتك الاولى ستدفعك للكذب علينا |
| Bütün kitapları okudum, içgüdülerine güvenirsen ne yapacağını bileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | تقرأكلالكتب.. و تخبرك بأنك ستعلم ما يجب فعله إذا اتبعت غريزتك |
| Efendim, sizin için bunun zor olduğunu biliyorum, içgüdünüz birşeyleri değiştirmek, ama bu sefer tam olarak yapamayacağımız şey bu. | Open Subtitles | سيدي، أعرف أن هذا عسير عليك، غريزتك لتغيير الأشياء لكن لمرّة واحدة، هذا بالضبط ما لا يمكننا فعله |
| İçgüdülerin hep beni korumaktan yana oldu. O yüzden teşekkürler. Kendin olduğun için. | Open Subtitles | غريزتك تحثّك دومًا لحمايتي، لذا شكرًا لك لتصرّفك بسجيّتك. |
| Vincent saldırdığında hayvani, canavar içgüdülerin devreye girecek ve karşı koyacaksın. | Open Subtitles | غريزتك الحيوانية الوحشية ستتغلب عليك وستقاتل بالمقابل |
| Evet, Hastings? İçgüdülerin, nazik Kont hakkında neler söylüyor? | Open Subtitles | حسناً يا "هستنغز"، بمَ تخبرك غريزتك بخصوص النبيل الأنيق؟ |
| Can sıkıcı yaşlı bir iblise dönüşmek için, içgüdülerini koordine ederek onları nasıl etkilediğini buldum. | Open Subtitles | أنا فقط مذهولة من غريزتك التى ترغب فى التكفير عن آثامها بشدة... عندما يحدث شر قديم ممل, حتى أنك لم تنتبه... |
| Bak, baba, içgüdülerini takip ettin, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع يا أبي، لقد اتبعت غريزتك فحسب |
| Hayır, sen bir Mai'sin. Şimdi düşünmeyi bırak ve içgüdülerini kullan. | Open Subtitles | لا ، انت من الـ"ماي" ، لذلك توقفي عن التفكير وإبدأي بإستخدام غريزتك |
| Onların yerine ilk içgüdün mağarayı aramak oldu. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، غريزتك الأولى كانت طلب الكهف |
| Yeme içgüdün, kazanma içgüdünden daha güçlü. | Open Subtitles | غريزتك فى الأكل أقوى من غريزتك لكى تفوز |
| Belki de içgüdülerine güvenmeli ve sormamalısın. | Open Subtitles | ربما عليك إتباع غريزتك وعدم السؤال |
| İlk içgüdünüz bizi terk etmekti. Anlamıyorum. | Open Subtitles | كانت غريزتك الأولى هي التخلي عنا أنا لا أستوعب ذلك |
| Holloway sorunu değer verdiğin insanları koruma içgüdünü kullanıyor. | Open Subtitles | استمعي اضطراب هولواي انه موجود في غريزتك لحماية الناس الذين تهتمين بهم |
| Senin içindeki iyi insan içgüdüleri o bebeğin ve annesinin hayatını kurtardı. | Open Subtitles | غريزتك البشرية الجيدة أنقذت حياة الطفل، وأمها كذلك. |
| İlkel dürtülerini onu döverek tatmin edebilirsin veya... | Open Subtitles | يمكنك أن تشرك غريزتك الحيوانية معه |
| Sadece Sezgilerini takip etmen gerekir. | Open Subtitles | عليك فقط إتباع غريزتك |
| Sezgileriniz burada bir şeylerin yanlış gittiğini size anlat mıyor mu? | Open Subtitles | الا تُخبرك غريزتك ان هناك شيئا غريبا حولنا |
| Başka bi damar bulmak için iç güdülerini kullanmana izin verecek insanlar bulmaya | Open Subtitles | يمكنك استخدام غريزتك لتجد شيء آخر مع أناس أخرون |
| İçgüdüleriniz size çocuğun hiçte normal olmadığını söyledi. | Open Subtitles | غريزتك تخبرك أن ذلك الطفل كان أي شيء وليس طبيعى |
| Kimseye güvenmemeyi... ve içgüdülerinle hareket etmeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تتعلمي ألا تثقي باحد وتستخدم غريزتك |