| On dokuz yaşıma girdiğimde, kariyerime ilk kadın foto muhabiri olarak Gazze Şeridi'nde Filistin'de başladım. | TED | عندما بلغت التاسعة عشر، بدأت حياتي المهنية كأول أنثي تعمل كمصورة صحفية في قطاع غزة في فلسطين. |
| Gazze'deki kadınların hayatına daha çok dikkat etmeye başladım. | TED | بدأت اهتم أكثر بملاحظة حياة المرأة في غزة. |
| Gazze'deki bir polis yerleşkesinin önünde, Gazze'deki ilk savaş sırasında, İsrail hava saldırısı yerleşkeyi tahrip etmeyi başardı ve burnum kırıldı. | TED | أمام مجمع شرطة في مدينة غزة خلال الحرب الأولى في غزة، غارة جوية إسرائيلية تمكنت من تدمير المجمع وكسر أنفي. |
| Gaza'daki fotoğraf ajansları bana eğitim vermeyi cinsiyetim yüzünden reddettiler. | TED | وكالات التصوير في غزة رفضت تدريبي فقط لجنسي. |
| Gaza'da yardım ekibinde. Onu görmeyi umut ediyorum. BM için çalışıyor. | Open Subtitles | انه في " غزة " و انا أأمل ان اقابله انه يعمل لدي " يو إن " ـ |
| Bana on Gs borçlusun. | Open Subtitles | لا تزال مدين لي عشرة غزة. |
| İşim savaşın yaralarını gizlemek için değil, Gazze'lilerin görülmeyen hikayelerini bütün bir çerçeve ile göstermek içindi. | TED | عملي هو ليس إخفاء ندبات الحرب، و لكن نقل الصورة الكاملة لها من قصص غير مرئية لأهل غزة. |
| Geçenlerde, Suriye veya Gazze'de devam eden savaşlar gibi, farklı çatışmalardan getirilen veya sahnelenen görüntüler gördük. | TED | في الآونة الأخيرة, كما في الحرب الدائرة في سوريا أو في غزة, شاهدنا استغلال صور تم جلبها من صراعات مختلفة. |
| Benzer birşekilde Filistin Haması, İsraile karşı canlı bomba saldırılarıyla bilinir. 2007ye kadar Gazze Şeridinde çalıştı. | TED | وبالمثل، حماس الفلسطينية، المعروفة بعملياتها الانتحارية ضد اسرائيل، وأيضاً إدارتها لقطاع غزة منذ العام 2007. |
| Gazze'deki işim, Gazze'de olan biteni anlatmak için yurduma gelen gazetecilerin işlerini tertip etmek. | TED | عملي في غزة هو ترتيب كل شيء للصحفيين الذين يأتون إلى وطني لنيقلوا الأخبار والقصص التي تحدث في غزة. |
| Yapıyorum çünkü inanıyorum ki ben yapmazsam Gazze hakkındaki hikayenin büyük bir kısmı eksik kalacak. | TED | أفعل ذلك لأنني أعتقد إنه إن لم أفعل، فسوف نفقد جزء كبيرا جدا من أجزاء القصة عن غزة. |
| Gazze'de iş bitirici ve gazeteci olmak zor ve tehlikelidir. | TED | أن تكون صحفياً وترتب اللقاءات الصحفية هو أمر خطير في غزة. |
| Sizlere dünyanın küçük bir köşesi olan Gazze'den üzgün ve neşeli hikayeler anlattığım için gururluyum. | TED | فخورة لأنه بإمكاني أن أخبركم قصصاً حزينة وسعيدة، قصص عن زاويتي الصغيرة من العالم ، غزة. |
| Gazze'deki ilk iş bitirici kadın olduğumdan dolayı gururluyum. | TED | وأنا فخورة لأني أول منسقة صحفية تعمل في غزة. |
| Öncelikle, Gazze şeridindeki molozları topladık. | TED | في أول الأمر، جمعنا الأنقاض من كل أنحاء قطاع غزة. |
| Bu, Gazze'de kadınlara karşı olan ön yargıları değiştirdi, bu tarz işler erkek işidir şeklindeki ön yargıları. | TED | لقد غير الصورة النمطية عن النساء في غزة. حيث كانت تسند تلك الأعمال للرجال. |
| Şimdi, Gazze Şeridi'nin her tarafından aileler bize yakınlık gösteriyor. | TED | الآن تتوافد علينا العائلات من جميع أنحاء قطاع غزة. |
| Kocam Gaza'da BM için çalışıyor. | Open Subtitles | زوجي يعمل في شركة " يو إن " ـ في " غزة " ـ |
| Bu nedenle ben bugün dikkatin gücü, sizin dikkatinizin gücü ve Batı Şeria, Gaza ve diğer yerlerdeki pasif eylemlerin oluşumu ve gelişimi hakkında konuşmak için buradayım -- fakat bugün, vaka analizim Filistin hakkında olacak. | TED | لذلك أنا هنا اليوم للحديث عن قوة من الاهتمام ، قوة اهتمامكم ، وظهور وتطور الحركات السلمية في الضفة الغربية وقطاع غزة وأماكن أخرى -- لكن اليوم، نموذج دراستي ستكون فلسطين. |
| Ben Ariel, Bayan Gaza Strip. | Open Subtitles | أَنا أريل، الآنسة قطاع غزة. |
| Maalesef kocanızın Gaza'dan gelmesi gecikecek. | Open Subtitles | للأسف لقد تأخر زوجك في " غزة " ـ |
| Ahbap bana on Gs borçlu. | Open Subtitles | (ضحكات) المتأنق لا تزال مدينون لي عشرة غزة. |