| tavşanlar, tavuklar, geyik kuşlar, inekler ama kilisede hiç insan yok. | Open Subtitles | أرانب, دجاج, غزلان, طيور, وأبقار. ولا وجود للبشر في الكنائس. |
| Eğer geyik yoksa, ne avlıyorlar? | Open Subtitles | ولكن لو لا توجد غزلان هناك، فماذا يصطادون إذن؟ |
| - Etrafta geyik satıcıları var mı? | Open Subtitles | هل لديك حامل غزلان أو أي مبردات لتعبئة اللحوم هنا ؟ |
| Bu tarafa doğru gelenler olduğunu rapor aldık sekiz tane ren geyiği ile. | Open Subtitles | اسمع لدينا تقرير عن شخص قادم الى هنا مع ثمانية غزلان |
| Ren geyikleri o kadar değerli ki onları sadece başka seçenekleri yoksa yiyorlar. | Open Subtitles | غزلان الرنة ذات قيمة عالية لدرجة أنّ الناس لا يأكلون غيرها إلاّ إن نفذت الخيارات منهم |
| Benim var; öğle yemeği menüsünde ceylan olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | شكراً لحضوركم جميعاً نعم لقد لاحظت قائمة الطعام لا تحوي أي غزلان |
| Güzelim bir akarsu ağaçlar, hayvanlar, geyikler. | Open Subtitles | كان بها نهر ذو مياه نقية و أشجار و ماشية و غزلان ذات ذيل اسود |
| Kralın geyiğini vurmanın cezası ölümdür. | Open Subtitles | اعتقد أنك تعرف أن عقوبة قتل غزلان الملك , الموت |
| Ormanda hiç geyik yok, hepsi avlandı. | Open Subtitles | . ليس هناك اي غزلان في هذه الغابة , لقد اصطادوا كلهم |
| geyik avı hikayesini de anlatma, yemezler. | Open Subtitles | ولا تقل أنه يتعلق بصيد غزلان لا تستطيع الطيران |
| - Buzluğunda hep bir geyik olur. | Open Subtitles | لكنها مضيافة جدًا لديها دائمًا لحم غزلان في الثلاجة |
| İlk kez geyik vurup eve getirdiğimde bildiğin ağlamıştı. | Open Subtitles | المرة الأولى التي أطلقت فيها النار على غزلان واحضرتها الى البيت, بكت فعلاً. |
| Ya da içerisinde 'geyik kafası' olan bir kabini vardı. | Open Subtitles | مسكناً ما به غرفة تحوي رؤوس غزلان محنطة. |
| İyi bir geyik avcısı buradan atış yapabilir. | Open Subtitles | قد يكون صياد غزلان لائق هو من أطلق النار |
| dua edelimde, su arayan bir geyik ya da elk gece, buralarda dolaşsalar, pompadan araklamak için | Open Subtitles | إذا كان هنا غزلان تبحث عن الماء الليلة سوف يأتون هنا يبحثون عن |
| Elbette. Katil, maktulü taşımak için geyik askısı kullandı. | Open Subtitles | بالطبع، إستعمل القاتل رافعة غزلان لنقل الضحية. |
| Bütün o film rulosu banyolayan yerler ya kapandı ya da geyik avlama yerine döndü. | Open Subtitles | كلّ محلات تطوير الصور إما دمّرت أو تحولت لمأوى غزلان |
| Hep Kanada geyiği'yle yolculuk ederlermiş. Ve tıpkı senin gibi taştan yapılmış ok başı kullanırlarmış. | Open Subtitles | يقولون انهم يمتطون غزلان حمراء ومعهم صحون مثل التي معك |
| Ender misk geyiği beyaz bir örtü altına gömülmeden önce kalan yapraklardan istifade ediyor. | Open Subtitles | تأكل غزلان المسك معظم أوراق الشجر المتبقية قبل أن تُدفن تحت الغطاء الأبيض |
| Ren geyikleri şimdi sadece taze otlak bulmak için değil aynı zamanda kan emici yaz sineklerinden kaçmak için de göç etmeli. | Open Subtitles | تتحرك غزلان الرنة الآن ليس لمجرد إيجاد مراعٍ نضرة، بل أيضاً لتجنّب حشود ذباب الصيف ماصّ الدماء |
| -Onun geyikleri değil mi? | Open Subtitles | انها غزلان بابا نويل أليس كذلك |
| - ceylan. - Evet, ceylan mı her neyse. | Open Subtitles | أجل غزلان أو شيء من هذا هل أنت مستعد ؟ |
| Düşmanları onları hazırlıksız yakalamadan, ...geyikler düşmanının yerini tespit etmeli. | Open Subtitles | على غزلان التشيتال اكتشاف أعدائها قبل أن تفاجأ بهم |
| - Kralın geyiğini vurmanın cezası ölüm. | Open Subtitles | - أتعلم أنه الموت عند قتل أي من غزلان الملك؟ |