| Atlantik'ten gelen hava cephesi sağanak yağışı da sürüklemeye devam ediyor. | Open Subtitles | تستمر موجة التقلبات الجويّة هذه من المحيط الأطلسي بجلب أمطار غزيرة |
| Su buharı yoğuştu ve sağanak yağışlar başladı. | Open Subtitles | البخار المائي يتكاثف ومن ثم يتساقط سيول غزيرة |
| Bugün gün genelinde güzel bir hava bekleniyor ama akşam saatlerinde gece boyunca sürecek sağanak yağmur bastıracaktır. | Open Subtitles | من المتوقع أن يكون الجو اليوم بخير لكن سوف يكون هناك أمطار غزيرة طوال الليل. |
| Galakside bu kadar bol bulunduğu birkaç gezegenden biri. | Open Subtitles | إنه أحد العوالم القليلة في المجرة المتوفر فيها أعداد غزيرة منها |
| Bağırsak açıcı sıvıdan bol miktarda içtim. | Open Subtitles | لقد شربت كميات غزيرة من سوائل التنظيف |
| Ben işittim arkasından sel gibi yağmur geldi. | Open Subtitles | حسنا, لقد سمعت الرعد, مصحوبا بأمطار غزيرة, |
| Nagasaki, Saga, Kumamoto, ve Kagoshima bölge idareleri geniş bir alana yayılan, şiddetli bir yağmur bekliyorlar. | Open Subtitles | ولايات ناغاساكي، ساغا، كوماموتو، و كاغوشيما .يتوقّع أن تهطل أمطارٌ غزيرة على مدى نطاقها |
| Mekânik bulutlar 10 saniye içinde sağanak yağmur yağdıracak. | Open Subtitles | سوف تحث الغيوم الميكانيكة هطول .أمطار غزيرة لعشرة ثوانٍ |
| sağanak yağış ve şiddetli rüzgâr... | Open Subtitles | إنذار التقلبات الجويّة الأحمر أمطار غزيرة وعاصفة هوجاء ورياح نشطة |
| şiddetli sağanak bu gece ve yarın... | Open Subtitles | عواصف رعدية قوية و أمطار غزيرة |
| En azından birkaç saatliğine sağanak yağmurda kalmış, ...bu zamanlarda Londra'nın hiçbir yerinde yağmur yok. | Open Subtitles | كانت تتعرض لأمطار غزيرة في الساعات القليلة الماضية، "ولم تكن هنالك أمطار في "لندن إلا في الدقائق القليلة الماضية |
| Fırtına ve sağanak yağmurdan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن رياح عكسية و أمطار غزيرة |
| Bugün Fuji'de aralıklarla yağacak sağanak yağmurun yanında sert rüzgarların ve dağdan gelebilecek yer yer sisin olması bekleniyor. | Open Subtitles | وقد تنبأت الأرصاد الجوية بسقوط أمطار غزيرة متقطعة... هنا في "فوجي" اليوم، مصاحبة لرياح قوية... وتكوين ضباب بشكل عرَضي |
| Hepimizin sistemimizde bol miktarda salvia divinorum var. | Open Subtitles | كان هناك كميات غزيرة من عشبة "السالمية / القويسة" في أجسامنا |
| Aslında, bol bol altın yıldızlı gün var. | Open Subtitles | بالواقع، النجوم الذهبية غزيرة |
| Potansiyeli bol harcamasıyla. | Open Subtitles | بكمية غزيرة من الاحتمالات |
| "Bugün soğuk bir gündü. Mahsuller bol çıkıyor." | Open Subtitles | "اليوم كان باردًا والجثث غزيرة" |
| Lennox County'de yağış ve bildirildiğine göre sel var... | Open Subtitles | هناك امطار غزيرة على القطاع الشمالي كله من نيو هامشير و كونيكتيكيت . |
| O anda stadyumda sel gibi bir yağmur başladı. | Open Subtitles | بعد ذلك أمطار غزيرة انهمرت على الإستاد |
| şiddetli bir yağmur beklenirken denizde dalga boyunun dört metreyi aşacağı tahmin ediliyor. | Open Subtitles | يتوقع هطول أمطار غزيرة لذلك يتوّجب الحذر في البحر , التوقعات لأمواج يراوح إرتفاعاها 4 أمتار |