| 1 saat içinde kalkacak olan Elliot Bay limanında demirlemiş Kore bandıralı bir gemi var. | Open Subtitles | وجدت شحنة عسكرية , للجمهورية الكورية ارست في خليج إليوت , وستبحر في غضون الساعة |
| Raymond'ın test sonuçlarını bir saat içinde vermeleri gerekiyor. | Open Subtitles | ينبغي أن يكونوا قد انتهوا مع اختبارات رايموند في غضون الساعة |
| Kampanya yürütücüsü Prady'nin bir saat içinde konuşmasını yapacağını bildirdi. | Open Subtitles | و قد أصدرت حملتهُ بياناً يقول بأنهُ سيلقي خطاب التنازل في غضون الساعة القادمة |
| Birleşmiş Milletler bir saat içinde Cenevre'den Doktor Theo Broussard'ı göndermiş. | Open Subtitles | (الامم المتحدة بعث الدكتور (ثيو بروسورد من (جنيف ) في غضون الساعة |
| BM, Dr. Theo Broussard'ı Cenevre'den bir saat içinde göndermiş. | Open Subtitles | (الامم المتحدة بعث الدكتور (ثيو بروسورد من (جنيف ) في غضون الساعة |
| - Ona bir saat içinde çıktığımızı söyle. | Open Subtitles | -اخبره أننا سننطلق في غضون الساعة . |