| tatsız meselelerin üzerinde durmak istemem... ama eğer yakalanırsa ona neler olacağını siz de biliyorsunuz. | Open Subtitles | لا أريد أن أضرب على وتر الأمور غير السارة تعرفوا ذلك لكنك تعرفي ماذا يمكن أن يحدث له إذا أُخذ |
| Bu tatsız karakter imgenizi, sunmak daha basit, değil mi? | Open Subtitles | عرض هذه الصورة غير السارة لنفسك سهل نوعاً ما , اليس كذلك ؟ |
| Madem böyle tatsız haberler getirdin... neden içeri girmiyorsun? | Open Subtitles | بما أنك حامل هذه الأخبار غير السارة لم لا تدخل إلى الغرفة؟ |
| tatsız sürprizlere herkes farklı tepki verir. | Open Subtitles | يواجه كل شخص الاكتشافات غير السارة بطريقة مختلفة |
| Hayatta yeterince tatsız şey var daha fazlasını yaratmama gerek yok. | Open Subtitles | هناك العديد من الأمور غير السارة في الحياة لذلك فانني لن أضيف المزيد |
| Volm konusunda öğreneceğiniz daha birçok tatsız şey olacağından adım gibi eminim. | Open Subtitles | ولكني واثقةٌ من إن المزيد من الإكتشافات غير السارة "ستأتيكم عن "الفولم |
| Neden tatsız şeylerden konuşuyoruz? | Open Subtitles | لماذا نتحدث عن مثل هذه الأمور غير السارة ؟ |