| Sizden gelmenizi savcılığın istediği doğru değil mi? | Open Subtitles | هل من غير الصحيح أن الإدعاء طلب منك الحضور إلى هنا؟ |
| Yeni bir sürüye katılmışken Sookie'yi düşünmek de doğru değil. | Open Subtitles | من غير الصحيح أن نفكر بسوكي في حين أننا للتو انضممنا لمجموعة جديدة |
| Bu doğru değil. | Open Subtitles | فمن غير الصحيح. |
| yanlış bir kapıdan girersen uzaya adımını atıyor olabilirsin. Hareket etmeliyiz. | Open Subtitles | قد تمر من الباب غير الصحيح فتجد نفسكَ تسير في الفضاء |
| Peki bizi, beyinleri anlamaktan alıkoyan sezgisel, ama yanlış varsayım nedir? | TED | إذاً ما هو الإفتراض البديهي, لكن غير الصحيح الذي منعنا من فهم الأدمغة؟ |
| Sanırım dostumu yanlış yere... koydum. | Open Subtitles | انا دائما اضع اصدقائى فى المكان غير الصحيح |
| Jack melek değildi ama ölmüş olması da doğru değil. | Open Subtitles | لمْ يكُن (جاك) ملاكاً لكن من غير الصحيح موته |
| yanlış olan bir şeyler var ama bir türlü ne olduğunu bulamıyorum. | Open Subtitles | شيء لا يزال غير الصحيح لا أستطيع أن الرقم بها |
| Ya yanlış bir hayalete bakıyoruz ya da bize başka bir hikaye anlattı. | Open Subtitles | إما أنه الشبح غير الصحيح أو أنه يحكي قصة أخرى |
| yanlış bir kapıdan girersen uzaya adımını atıyor olabilirsin. | Open Subtitles | قد تمر من الباب غير الصحيح فتجد نفسكَ تسير في الفضاء |
| Vatansever orospu çocukları yanlış Teksaslı'ya bulaştılar. | Open Subtitles | هؤلاء الاوغاد الوطنيون عبثوا مع الـ(تيكساسي) غير الصحيح |
| - Ve onu yanlış bileğine takıyor. | Open Subtitles | و يرتديه في الجانب غير الصحيح |
| - Seni yanlış yerde arıyor. | Open Subtitles | -يبحث عنكِ في المكان غير الصحيح |