| Uyku öncesi sabırsız ve kıskançtırlar. | Open Subtitles | عندما يستعدوا إلى النوم يُصبحون غير صبورين وغيورين |
| Ama babasının yatırımcıları çok sabırsız ve insafsızlar ve John Ross'a verebileceğin variller sadece yatırımcıları geçiştirebilir ta ki John Ross'un planı tıkır tıkır işleyene dek. | Open Subtitles | لكن مستثمري والده غير صبورين و غير عقلانيين و البراميل التي تستطيعين منحهم إيّاه |
| Bu duvarın öteki tarafında gayet düzgün ve özgürlük yanlısı insanlar var ama özgürlük aşkı, onları biraz sabırsız yapıyor. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من ذلك الحائط هناك بعض الأشخاص الطيبين الذين يحبون الحرية لكن حبهم للحرية هو ما يجعلهم غير صبورين |
| Erkekler çok sabırsız, her zaman yakamı kopartıyorlar | Open Subtitles | الرجال غير صبورين جدا، دائما يمزقون ياقتي |
| Bu ne kadar sabırsız olduğumuzun örneği. | TED | أجل، لهذه الدرجة أصبحنا غير صبورين. |
| - Millet sabahları biraz sabırsız oluyor. | Open Subtitles | الناس غير صبورين قليلاً في الصباح أجل |
| Garip kokular, sabırsız müşteriler, sarhoşlar... | Open Subtitles | نعم , روائح الغريبة , الزبائن غير صبورين وطاقم عمل سكارى ... . |
| İnsanlar sabırsız. | Open Subtitles | الناس غير صبورين |