| Bir yağlama dükkânında yarım gün çalışıyor. Hayat hiç adil değil. | Open Subtitles | يعمل عملاً جزئياً بمتجر للشحم الحياة غير عادلة |
| Olur böyle bokluklar. Hayat adil değil. | Open Subtitles | هذه الأشياء واردة الحدوث , الحياة غير عادلة |
| Hayat kesinlikle adil değil. | Open Subtitles | الحياة الأن غير عادلة تماماً! انتظر! |
| Bize anlatmadığın sürece, adil olmayan bir savaşa gireceğiz. | Open Subtitles | مالم تتكلم معنا، سنشترك في معركة غير عادلة. |
| Böyle adil olmayan bir hayatı yaşamanın ne anlamı var? | Open Subtitles | إذا ماالفائدة في أن نعيش؟ طالما أن الحياة غير عادلة وكل شئ |
| haksız bir savaşta çarpıştığın için gurur duyduğuna dair nutuklar atıyorsun. | Open Subtitles | أنت تلقي خطابات عن مدى فخرك بخوضك غمار حربٍ غير عادلة |
| Hep gerisinde kalırsın ve hiç adil değildir. | Open Subtitles | وأنتِ دائمًا في الخلف، وتبدو وكأنها غير عادلة دائمًا، بصراحة، صحيح؟ |
| Hayat adil değil. | Open Subtitles | الحياة غير عادلة. |
| Hayat adil değil. | Open Subtitles | الحياة غير عادلة |
| Hayat adil değil. | Open Subtitles | الحياة غير عادلة |
| Tamam, hayat adil değil. | Open Subtitles | الحياة غير عادلة. |
| Zaten hayat adil değil. | Open Subtitles | .الحياة غير عادلة |
| İyi işler yaptı, çünkü güzeldi. Ve sen de, bunun ona adil olmayan bir avantaj sağladığını düşünüyordun. | Open Subtitles | لقد أحسنت عملاً لأنها كانت جميلة وقد شعرتَ بأنّ هذا قد منحها ميزة غير عادلة |
| HIV/AIDS, tüberküloz ve diğer salgın hastalıklara karşı adil olmayan bir avantaj sağlardı. | TED | إنها سوف تعطينا ميزة غير عادلة في صراعنا مع الإيدز/فيروس الإيدز، السل و الأوبئة الأخرى. |
| Aksi halde insanlar Martin ve diğer zenciler hakkında adil olmayan şeyler düşünebilir. | Open Subtitles | الناس سوف يتوصلون " إلى إستنتاجات غير عادلة حول " مارتن أو الأشخاص السود |
| adil olmayan bir avantajımız varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أعلم، أشعر أننا نملك ميزة غير عادلة. |
| Hangisini seçerseniz seçin, haksız bir sonuç verdiğini düşünmek mümkün. | TED | ولكن أيّاً كان خيارك، من الممكن تخيل أنها تقدم نتيجة غير عادلة. |
| Bu şekilde haksız bir avantaj da olmamış olurdu. | Open Subtitles | بهذه الطريقة, لا أحد سيكون له أفضلية غير عادلة. |
| Çok eski bir arkadaşımın açıklamak için çok uzun zaman uğraştığı gibi, ...hayat adil değildir. | Open Subtitles | وكما شرح لي صديق قديم جداً ... في وقت طويل جداً الحياة غير عادلة |
| Bu meslek adil değildir. | Open Subtitles | أنتِ محقة الأعمال غير عادلة |
| çok adaletsiz duruyor. Demek oyların çok bir anlamı yok. | Open Subtitles | أنها تبدو غير عادلة للغاية لذا ، لا تعني الأصوات كثيراً |
| Sana çok haksızlık ettim Vikram. | Open Subtitles | أنا غير عادلة ابداً معك يا فيكرام |