Uçağında beklenmedik bir arıza olursa uçamaz. | Open Subtitles | ولا بدّ أنّه يسافر بالطيران الخاص ليس إن كانت هناك صيانة غير متوقعة في طائرته |
Sadece tüm müşterilere hesaplarını verin ve mutfakta çözemediğiniz beklenmedik bir sorun olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | ببساطة إعطاء كل راعي الاختيار الخاصة بها ونقول لهم كان هناك مشكلة غير متوقعة في المطبخ لا يمكن حلها. |
Bugün sizlere insanlık tarihindeki beklenmedik bir noktadan sesleniyorum. | Open Subtitles | أتحدث لكم اليوم من مرحلة غير متوقعة في التاريخ البشري. |
Paketleme bölümünde beklenmedik bir eşya var, ...lütfen tekrar deneyin. | Open Subtitles | "قطعة غير متوقعة في قسم التوضيب" "رجاءً حاول مجدداً" |
Ama Franz ve adamları, havaalanında beklenmedik bir türbülansa yakalandı. | Open Subtitles | واجه بعض اضطرابات غير متوقعة في المطار |
Tamam, kabul ediyorum, Brick'in evlenme teklif etmesi, beklenmedik bir olaydı, ama büyük bir mesele değil. | Open Subtitles | حسناً , أعترف أن عرض (بريك) للزواج كان عثرة غير متوقعة في الطريق |