| Yoldalar ve gittikleri yerde telefon yok, Şansına küs. | Open Subtitles | إنهم على الطريق والى حيث يتّجهون، لا يوجد هواتف لذلك، أنت غير محظوظ |
| - Sen Şansına küs. | Open Subtitles | هذا يجعلك غير محظوظ |
| Ben sadece şanssız değilim . Hmm . Bulades kemiği gibi , biliyor musun ? | Open Subtitles | انا فقط غير محظوظ مثل عظمة الترقوه |
| Ben şanssız değilim . Ben ... lanetli . | Open Subtitles | انا غير محظوظ , انا ملعون |
| Eminim dinleyecek kadar şansız olursun. | Open Subtitles | انا متأكدة أنك ستكون غير محظوظ كفاية لتسمع ذلك. |
| Yapmazsan, o ufak piçin hiç şansı yok. | Open Subtitles | إن لم تكن مستعداً، فالوغد الصغير غير محظوظ |
| şanssız bir insan, şanslı birisi için koordinat ekseninden başka bir şey değildir. | Open Subtitles | -في المرة الأولى اعتقدت أنني غير محظوظ -أنت غير محظوظ و أنت لست أكثر من إشارة |
| O ya kadınlar konusunda çok şanssız bir Romeo'ydu ya da daha kötüsü. | Open Subtitles | إنه (روميو) والذى كان غير محظوظ مع النساء أو شىء أسوأ |
| Sana olmaz. Sen araba kullanıyorsun. Şansına küs! | Open Subtitles | ليس أنت أنت سائق , غير محظوظ. |
| Şansına küs! | Open Subtitles | غير محظوظ! |
| Şansına küs! Şansına küs! | Open Subtitles | غير محظوظ! |
| Şansına küs! | Open Subtitles | غير محظوظ! |
| Bugün, ikinize de teşekkür ederim, şansız adamın kaderi değişti. | Open Subtitles | اليوم والفضل لكما تبدّل مصير رجل غير محظوظ |
| Okul müdürünü eleştirdim ve bir de, Wesley adında aşkta şansız olan bir çocuğun hikâyesini yazdım ve yemin ederim ki, bu ben değildim. Ama yıllar sonra, bu tam olarak bendim. | TED | و أخذت الإدارة لتوزيع المهام و بعدها صرت أكتب قصة مستمرة عن ولد اسمه ويزلي الذي كان غير محظوظ في الحب، كنت أقسم علوي سفلي أنه لم تكن عني. لكن بعد كل تلك السنين كان ذلك أنا تماماً |
| Mama benim mememden çıkmadığına göre pek şansı yok. | Open Subtitles | الحليب الصناعي لا يخرج من ثديي لذا هو غير محظوظ |
| Bu çocuğun hiç şansı yok, ha? | Open Subtitles | ذلك الفتى غير محظوظ على الإطلاق |
| Düşündükçe, o günün şanssız bir adamın en şanslı günü olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | حسناً ... عندما أنظر للأمر مرة أخرى هذا كان أكثر يوم حظاً في حياة رجلٍ غير محظوظ |
| Sadece yalnızlar. Ayrıca üç, şanssız bir sayıdır. | Open Subtitles | أيضا هناك ثالث غير محظوظ |
| Çok şanssız bir adamdır. | Open Subtitles | إنه غير محظوظ جداً |
| Çok şanssız bir adam. | Open Subtitles | إنّه شخص غير محظوظ |