| -Hiç de komik değil. | Open Subtitles | قلت أن هذه المدرسة لديها قاعات لطيفة هذا غير مضحك |
| Ve bir kadın 'Bu komik değil.' dediğinde kıçınla gülmesen iyi edersin. | Open Subtitles | وعندما تقول شيء غير مضحك الأفضل ألا تضحك عليه |
| komik değil ve hala seni affetmedim. | Open Subtitles | هذا غير مضحك ومازلت لم أسامحك على دعس ذلك المهر |
| 6 yaşındaki çocukların şarkılarını söyleyip, komik olmayan kuklalar oynatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تؤدي تلك الأغنية منذ ستة سنوات وذلك غير مضحك |
| Dev, gerçekten bu hiç komik değildi. | Open Subtitles | ديف .. هذا غير مضحك إطلاقاً .. |
| Hayır, demek istediğim o komik değil ama sen ondan daha komiksin. | Open Subtitles | لا ما أقوله هو أنه غير مضحك لكنك مضحك أكثر منه |
| Hayır, demek istediğim o komik değil ama sen ondan daha komiksin. | Open Subtitles | لا ما أقوله هو أنه غير مضحك لكنك مضحك أكثر منه |
| Çünkü kedinin intihar etmeye çalıştığı hakkında bir savunma öne sürebilirdin, ki bu da hiç komik değil. | Open Subtitles | هل كانت ترتدي هذا اللباس عندما قفزت ؟ لان يمكنك ان تقيمي حجة بأنها كانت تحاول الانتحار وهو امر غير مضحك ابدا |
| Evet, takmıyorum ama... o kadar sıradan ve komik değil ki, göğüs uçlarımı yumruklamak istememe neden oluyor. | Open Subtitles | حسنا انا اهتم ولكن انه قاسي و غير مضحك ابدا انه يجعلني ارغب في لكم نفسي |
| Hiç komik değil ve koklayamadığım için pek etkili de değil. | Open Subtitles | هذا غير مضحك او مؤثر حيث انه لا يمكنني ان اشم من هنا. |
| Hey, bu komik değil, biliyorsun! | Open Subtitles | هيه , هذا غير مضحك , انت تعرفين |
| Hiç komik değil, Doug. Onu her gece rüyanda görüyorsun. | Open Subtitles | هذا غير مضحك.دوج انت تحلم بها كل ليلة |
| Kuzenim cüzam geçirdi, bu komik değil, bilirsin. | Open Subtitles | إبن عمي أصيب بالجذام وهو غير مضحك |
| Beleş uyuşturucu mu buldun alacaksın. Hiç komik değil. Hiç değil. | Open Subtitles | لن أرفض أبداً شيئاً بالمجان - هذا غير مضحك - |
| Eğer bu bir şakaysa, hiç komik değil. | Open Subtitles | -أذا كانت هذه " مزحة " ، فالأمر غير مضحك |
| Nesi komik ki bunun şimdi? Hiç komik değil. | Open Subtitles | كيف لهذا أن يصبح مضحكا إنه غير مضحك |
| Saçma sapan konuşma. Hiç komik değil. | Open Subtitles | توقف عن التحدث بجنون هذا غير مضحك |
| Bu alay etmektir ve kesinlikle hiç komik değil. | Open Subtitles | هذه السخرية, وبتالكيد هذا غير مضحك. |
| 6 yaşındaki çocukların şarkılarını söyleyip, komik olmayan kuklalar oynatıyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أقصد اهانتك لكن أدائك مثل الساعة القديمة أنت تؤدي تلك الأغنية منذ ستة سنوات وذلك غير مضحك |
| Biliyor musun, hiç komik değildi bu. | Open Subtitles | اذن ، انت تعلم ان هذا غير مضحك |
| Ayıkken, barın tepesinde danseden birine bakmak o kadar da eğlenceli değil. | Open Subtitles | عندما تترك الأدمان وتحدق في شخص يتمايل فوق مائدة الملهى تدرك أن الأمر غير مضحك |