| Velma Kelly'nin duruşması, ileri belirsiz bir tarihe ertelenmiştir. | Open Subtitles | في آخر الصفحة تأجيل محاكمة فيلما كيلي لأجل غير معلوم |
| Babamın bana verdiği tek şey ne idüğü belirsiz kromozomuydu. | Open Subtitles | كل ما اعطانى اياه ابى هو كرموسوم غير معلوم |
| Ben Dr. X, gizli bir yerden sizleri hakikat kurşunlarıyla vurmaktayım. | Open Subtitles | دكتور اكس من هنا وفى مكان غير معلوم يرمى رصاصات الحقيقة. |
| Dünya'daki gizli bir yere gönderilmesi için bir kargo hazırladı. | Open Subtitles | لقد جهز حمولة كى يتم توصيلها الى موقع غير معلوم هنا على الارض |
| Bir şeyi bildiğinizi düşünürsünüz ve sonra bilinmeyen bir şey olaya dahil olur. | TED | تعتقد أنك تعلم أمرًا، وبعد ذلك يظهر شيء غير معلوم في الصورة. |
| Bütün bunlar depremden birkaç dakika sonra, bilinmeyen bir sebepten ötürü başladı. | Open Subtitles | لقد بدأ الأمر بعد دقائق من حدوث الزلزال، لقد بدأت من مصدر غير معلوم |
| Doğum kâğıdımı buldum. Anne ismi belli, baba Bilinmiyor. Bu resmi buldum. | Open Subtitles | وجدت شهادة ميلادي باسم الأم و الأب غير معلوم |
| BASKANin yeri Bilinmiyor. Taylorun telefonundan sinyal gelmiyor. | Open Subtitles | مكان الرئيس غير معلوم لا توجد إشارة من هاتف العميل تايلور |
| O adli tabip ölüm nedeni belirsiz demişti. | Open Subtitles | التقرير الأصلي قال إن سبب الوفاة غير معلوم. |
| Katilin kimliği belirsiz, hiç tespit edilmemiş. | Open Subtitles | القاتل اسمه غير معلوم لم نتعرف عليه |
| - Patlamadan dolayı kaç kişinin öldüğü şu an için belirsiz... | Open Subtitles | عدد الموتى غير معلوم حتى هذه الساعة، -و سبب الإنفجار ... |
| - belirsiz bir geleceğin olması. | Open Subtitles | -لديك مستقبل غير معلوم -ماذا تريد؟ |
| Bilemiyorum, belirsiz bir süre için. | Open Subtitles | - لا اعلم, غير معلوم. |
| Düşman muhariplerini sorgulamak için ajans tarafından kullanılan gizli bir yer. | Open Subtitles | إنه موقع غير معلوم تستخدمه الوكالة لإستجواب الأعداء |
| Elizabeth Keen'i gizli bir yere götürürüz sorgularız, oradan kaçmaya kalkışacaktır. | Open Subtitles | سنصطحب " إليزابيث كين " إلى موقع غير معلوم لإستجوابها ، حيث ستُحاول الفرار |
| Sebebi bilinmeyen çok büyük bir tümörün diyaframına baskı yaptığı tespit edildi. | Open Subtitles | وجد انه هناك ورماً غير معلوم أصله يضغط على حجابها الحاجز |
| bilinmeyen bir kaynak polis raporunu basına sızdırdı. | Open Subtitles | مصدر غير معلوم سرّب تقرير الشُرطة إلى الإعلام. |
| Kaynakları Bilinmiyor ve halen izlenmesi mümkün değil. | Open Subtitles | و مكانهم غير معلوم و لا يمكن تتبعهم حتى الآن |
| Hedef hâlâ Bilinmiyor ama merkezin önündeki oditoryuma bomba koyan kişi olduğu varsayılıyor. | Open Subtitles | ،الهدف مازال غير معلوم لكنّنا نظن أنّه الرجل الّذي وضع القنبلة أمام قاعة المحاضرات |