| Kurbanımız 25 yaşındaysa, aklen zayıf olduğunu farz ediyorum. | Open Subtitles | إذا كان ضحيتنا في الـ 25 عاماً، فأفترض أنّه كان بطيئاً ذهنياً؟ |
| Şef, bize bunun öncelikli olduğunu söylediğinde, bunun öncelikli olduğunu farz ederim. | Open Subtitles | عندما يقول رئيس هيئة الأركان أن هذا أمر ذو أولوية فأفترض أنه كذلك بالفعل |
| Bir hareketlenme duymadığıma göre dinlemelerine rağmen, İngilizce bilmediklerini farz ediyorum. | Open Subtitles | بما أنّي لم أسمع أيّ ضوضاء، وبما أنّهم يستمعون... فأفترض أنّهم لا يتحدّثون الإنجليزية؟ |
| 14 saat sonrasını istediğini varsayıyorum. | Open Subtitles | لذا فأفترض أنك تريد الاختيار الآخر |
| Elçi Kyi, yakutun başka biri tarafından çalındığını kanıtlarsak Christopher'i serbest bırakacağınızı varsayıyorum. | Open Subtitles | سعادة السفير (كي) ، لو أثبتنا أن شخصًا آخر قد سرق الياقوتة فأفترض بأنك ستطلق سراح (كريستوفر)؟ |
| Siz ve Bayan Zarkov her zaman geçer notlar alıyordunuz bu yüzden takasınızın deneyimizle ilgisi olduğunu farz ediyorum. | Open Subtitles | ـ عفوا؟ أنتِ و الأنسة (زاركوف) تتناقلون الأوراق كل فترة. لذا فأفترض أن تلك الأوراق لها علاقة بتجربتنا؟ |
| Öyleyse Killua-kun ödevini tamamladığına göre dövüşmek isteyeceğini varsayıyorum. | Open Subtitles | (كيلوا)، طالما أنّكَ أنهيت تدريبك، فأفترض أنّكَ تريد القتال، صحيح؟ |
| Aşırı titizliğini göz önünde bulunduracak olursak Bay Ballard'ın sağlık durumunun iyi olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | وفقًا لنزعتكِ الاحتشاميّة، فأفترض أنّ السيّد (بالارد) بصحّة جيّدة. |
| Aşırı titizliğini göz önünde bulunduracak olursak Bay Ballard'ın sağlık durumunun iyi olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | "وفقًا لنزعتكِ الاحتشاميّة، فأفترض أنّ السيّد (بالارد) بصحّة جيّدة" |