| Düğünden önce gelini görmek kötü şans getirir. | Open Subtitles | انه فأل سيئ ان ترى العروس قبل الزواج |
| Tuzu dökmek çok kötü şans getirir. | Open Subtitles | سكب الملح هو فأل سيئ. |
| kötü şans getirir. | Open Subtitles | لا تبكِ. هذا فأل سيئ |
| Bu kötüye işaret. | Open Subtitles | انه فأل سيئ هذا ما هو عليه |
| Açıkça bir yansıma, Kaptan. kötüye işaret. | Open Subtitles | ببساطة رد,كابتن فأل سيئ |
| Altın kuşun ölümü onlar için uğursuzluk işaretiydi. | Open Subtitles | لقد كان موت العصفور بمثابة فأل سيئ بالنسبة لهم |
| Baba, mezar taşı devirmek kötü şans getirir. | Open Subtitles | -أبي، اسقاط شاهد قبر فأل سيئ . |
| kötü şans getirir. | Open Subtitles | إنّه فأل سيئ. |
| Bunun kötüye işaret olduğunu söylüyebilirim | Open Subtitles | اود ان اقول لك ان هذا فأل سيئ |
| kötüye işaret. | Open Subtitles | فأل سيئ |
| Neredeyse gece yarısı oldu. Birini öpmezsem bu uğursuzluk getirir. | Open Subtitles | شارفنا على منتصف الليل فأل سيئ ألا أقبّل أحداً |
| Şapkanı yatağın üstünden al. uğursuzluk getirir. | Open Subtitles | ابعد قبعتك عن السرير، إنها فأل سيئ |