| Çok güzelsin, seni düzen en son adamın aletini emmek istiyorum. | Open Subtitles | إنك في غاية الجمال فأنا أود امتصاص قضيب آخر رجل مارس الجنس معك |
| Başka bir şey yoksa eve gidip komaya girmek istiyorum. | Open Subtitles | .. لذا، لو لم يكن هناك شئ آخر فأنا أود العودة للمنزل لأدخل في غيبوبة |
| Başka bir şey yoksa eve gidip komaya girmek istiyorum. | Open Subtitles | .. لذا، لو لم يكن هناك شئ آخر فأنا أود العودة للمنزل لأدخل في غيبوبة |
| Senin için sorun olmayacaksa, onunla ilk ben konuşmak isterim. | Open Subtitles | أذا لم تكن تُمانع, فأنا أود أن أبدأ بالحديث معه |
| Ve eğer sakıncası yoksa, iki çift laf etmek isterim. | Open Subtitles | وإذا لا تمانع , فأنا أود أن أقول بضعة كلمات |
| Ama o, oğlunu tahta oturtmak isterse ben de benimkinin oturmasını isterim. | Open Subtitles | ولكن أن أرادت أن يجلس أبنها على العرش بدلا من أولادى فأنا أود أولادى بدلا منها. |
| Konuştuklarımızı sana anlatmadan önce bu işin nasıl yürüyeceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن أخبرك بما تحدثنا حوله، فأنا أود أن أعلم كيف ستسير الأمور. |
| Sakıncası yoksa herkesle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | مع كل المحطات التي تحت إمرتي. لذا فأنا أود التحدث إلى الجميع، لو كنتم لا تمانعون. لن يستغرق الأمر سوى دقيقة. |
| Dışişleri Bakanlığı olaya el atmak isterse buna dâhil olmak istiyorum. | Open Subtitles | إذا قررت إدارة الولاية دسّ أنفها بهذا الأمر، فأنا أود أن أكون بالصدارة. |
| Dışişleri Bakanlığı olaya el atmak isterse buna dâhil olmak istiyorum. | Open Subtitles | إذا قررت إدارة الولاية دسّ أنفها بهذا الأمر، فأنا أود أن أكون بالصدارة. |
| Sakıncası yoksa buradan hizmetimin ücreti artı cömert bir bahşişle ayrılmak istiyorum. | Open Subtitles | فأنا أود المغادرة الآن برفقة مال الخدمات المقدمة و بقشيشاً محترماً |
| Lütfen. Ben de senin gibi insanlara yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | رجاءً، فأنا أود مساعدة الناس بنفس قدر رغبتك |
| Madem oldu, sana sonsuza kadar domatesli omlet, soğan ve nane yedirmek istiyorum. | Open Subtitles | وبما أنه حدث الآن ، فأنا أود نوعاً ما إطعامك البيض المقلي والطماطم والبصل والنعناع للأبد |
| Seninle uyumayı herşeyden daha çok istiyorum. | Open Subtitles | -إنتظري, فأنا أود مضاجعتك أكثر من أي شيء |
| Bu yüzden bu lambayı almanı istiyorum. | Open Subtitles | لذا فأنا أود إهدائك هذا المصباح. |
| Her halükârda Avdotya Romanovna'yı tekrar görmek isterim. | Open Subtitles | مهما يكن من أمر, فأنا أود أن أرى أختك أفدوتيا رومانوفنا |
| Bildiğin açık bir yer varsa, tatlı yemek isterim. | Open Subtitles | إذا كنت تعرفين مطعم آخر يفتح الآن فأنا أود أكل الحلوى حسنا |
| İhlal ya da taciz söz konusuysa bilmek isterim. | Open Subtitles | أنا الذى أرد عليك إذا ما كان هناك أى إنتهاكات أو إساءة استعمال فأنا أود رؤيتها |
| Eğer bu davayı onu suçlayarak kazanmayı düşünüyorsanız o halde bunu denerken görmeyi isterim. | Open Subtitles | .. وإن أردتَ أن تكسب قضيتك بإلقاء اللوم عليها فأنا أود أن أراك وأنت تحاول |
| Durum bu şekilde sonuçlandığı takdirde asaleten cerrahi şefliği için bizzat ben aday olmak isterim. | Open Subtitles | إذا إنتهى الأمر هكذا فأنا أود تقديم نفسي كمُرشح لوظيفة رئيس قسم الجراحة |
| Kendi tarafını söylemek istiyorsa bunu duymak isterim açıkçası. | Open Subtitles | إن كان على استعداد لقول جانبه من القصة فأنا أود حقاً أن أسمعه |