|      Elinizde ne kanıt varsa var, ama o sizin çocuğunuz değil.      | Open Subtitles |       مهما كان الدليل الذي تعتقدين أنّه موجود , فإنّه ليس إبنكِ      | 
|      Senin içinde ne varsa, O kağıda sıçramış. Labaratuarından aldığım kağıt.      | Open Subtitles |       أيّاً كان ما بداخلك، فإنّه مرشوش على كامل تلك الورقة التي أخذتها من مختبرك      | 
|      Bilmiyorum dostum, ama her ne ise ciddi bir mesele.      | Open Subtitles |       لا أعلم يا صاحبي، لكن أياً كان، فإنّه أمر خطير.      | 
|      Eğer Portia Frampton ise, o zaman babası şüphesiz, FBI'ın karışmasını talep edecek.      | Open Subtitles |       فإنّه بلا شك أنّ والدها سيطلب مشاركة المباحث الفيدراليّة      | 
|      Böyle bir davada, olayla ilgisi olan ya da dolaylı da olsa ilgisi olan birinin başı büyük dertte demektir.      | Open Subtitles |       بمثل هذه القضيّة، أيّ شخص ذو صلة حتى بأبعد صلة، فإنّه في مأزق كبير      | 
|      Bilmiyorum bu iş biraz daha sürecek olursa kafasını koparacağım. Hadi.      | Open Subtitles |       لا أعلم، لكن لو استمرّينا أكثر من ذلك فإنّه سيتعب، هيّا.      | 
|      Eğer kıskanan biri varsa, O da sensin.      | Open Subtitles |       إذا كان هناك شخص غيورٌ هنا، فإنّه أنت من تغار      | 
|      Orada sınav gözcüsünün dışında biri varsa eğer, kesin odur.      | Open Subtitles |       إذا كان هناك شخص ما هناك بالإضافة إلى المراقب، فإنّه هو.      | 
|      Siz beyleri uyarıyorum, bu zarfta her ne varsa, mikrop bulaşmış olabilir.      | Open Subtitles |       لابد لي أن أبلغكم أيّها السادة، أنّه أياً كان أو ما بداخله فإنّه قد يكون من الجلي أنّ المُغلف قد تلوّث.      | 
|      Eğer gerçek bir ordusu varsa, belki krallığımızı kurtarabilir.      | Open Subtitles |       إذا كان لديه جيش حقًا، فإنّه قد يساعدنا لاستعادة المملكة.      | 
|      Gördün mü, bir şey olmadı. Eğer bildiğim bir şey varsa, O da bu meyvenin...      | Open Subtitles |       انظر، إنّي بخير، إذا كان هنالك شيء وحيد أُلم بهِ، فإنّه التوت.      | 
|      Fakat saat beşte veriyor ise Oh, o zaman saat 10'a kadar ihtiyacı kalmaz. Sor ona!      | Open Subtitles |       لكن إن ناولته الحبوب على الخامسة فإنّه لن يحتاج إليهم حتّى العاشرة      | 
|      Konuştuğunuz her ne ise, bekleyebilir.      | Open Subtitles |       أياً كان ما تتحدّثين عنه، فإنّه بإمكانه الإنتظار.      | 
|      Yürek doğru noktaya erişir ise duygular açığa vurulur.      | Open Subtitles |       طالما يبلغ القلب الهيئة الصحيحة، فإنّه ينضح بالمشاعر.      | 
|      Eğer bu yüzüklerin son kullanma tarihi varsa Jeremy güvende değil demektir. Sen de öyle.      | Open Subtitles |       لو هذه الخواتم لها فترة صلاحيّة مُحددة، فإنّه لم يعُد مُحصّناً، ولا أنتَ أيضاً.      | 
|      Bu da demektir ki, artık orası neresiyse, canlı görüldüğü son yer orasıdır.      | Open Subtitles |       وهو ما يعني أنّه أياً كان ذلك، فإنّه على الارجح آخر مكان شُوهدت فيه حيّة.      | 
|      Eğer birisi onun için tehditse kimse güvende değil demektir.      | Open Subtitles |       لو كان أيّ شخص يُشكّل تهديداً، فإنّه لا يُوجد أحد آمن.      | 
|      Ne olursa olsun, hiç memnun kalmadım. Çok cılız.      | Open Subtitles |       ربّما الدونيّة الوراثيّة، على أي حالٍ إنّي مستاءة للغاية، فإنّه موهون      | 
|      Ne olursa olsun, gerçekler değişmiyor.      | Open Subtitles |       حسناً، أياً كان ما حدث، فإنّه لا يغيّر من الحقائق.      | 
|      İşlerin planladığı gibi gittiğine ikna olursa gücünü sergilemekten geri durmaz.      | Open Subtitles |       طالما يظنّ أنّه مسيطر على المُجريات، فإنّه لن يتوانى عن إظهار قدراته.      |