| Şuanda ihtiyacımız olan son şey yemek yiyen ve sıçan birşey. | Open Subtitles | فإن آخر شىء نحتاج اليه هنا هو فرد آخر يأكل ويتبول |
| Ve aslında bu son adam burada birkaç yıl önce burada Rio'nun Olimpik oyunları kazanması durumuna uyduğunu düşündüğüm birkaç cümle söyledi. | TED | وفي الواقع فإن آخر شخص هنا قد قال عبارة منذ أعوام قليلة تليق على ما أعتقد على حالة فوز ريو باحتضان الالعاب الأوليمبية |
| Eğer birisine söylersen, son duyacağın şey kendi çığlıkların olacaktır. Defol şimdi! | Open Subtitles | إذا أخبرت أحداً فإن آخر صوتاً ستسمعه سيكون صراخك |
| Eğer benim gibi gaz odasına sadece bir parmak izi testi kadar yakın olan yeni bir katilsen istediğin son şey dikkat çekmektir. | Open Subtitles | وإن كنت قاتل بوجه جديد ولديك بصمة اصبع في مكان جريمة ، مثلي فإن آخر شيء تريده ان يلاحظك أحد |
| Bana sürekli burada boş daire... olup olmadığını mı soruyorlar sanki? Emlakçınız olarak burayı satmanız size önereceğim en son şeydir. Ama arkadaşınız olarak başka çare göremiyorum. | Open Subtitles | و بصفتي صديقاً لكم فإن آخر ما أقترحه هو هو أن تبيعوا و أنا لا أرى أي حل آـخر |
| Dürüst olmak gerekirse, bu dünyada en son isteyeceğim şey, | Open Subtitles | لأكون صادقا معك ، فإن آخر شئ أريده فى هذا العالم |
| Eğer benim çocuğum olsaydı,istediğim son şey bununla ilgili yalanlar duymak olurdu. | Open Subtitles | إذا كان هذا ابني فإن آخر ما قد أرغب به هو شخص يكذب علي |
| Eğer bir yerlerde dönüşünü kutluyorsa annesi tarafından basılmak, en son istenecek şeydir. | Open Subtitles | إذا كان يحتفل في مكان ما فإن آخر ما ينقصه هو أن تفاجئه أمه |
| Yok bitmediyse, onun da parçalarını göndermeye başlarım. Ki bu yapmak isteyeceğim son şey. | Open Subtitles | و إن لم تفعلا ، فإن آخر ما أتمناه هو أن أبدأ بإرسال أشلاء منه إليك |
| örnek olarak bir petrol şirketinin son isteyeceği şey enerji kullanımının kendi kontrolü dışında olmasıdır. | Open Subtitles | على سبيل المثال ، فإن آخر شيء تريده شركات النفط هو إستعمال الطاقة التي تقع خارج سيطرتها, |
| Çoğu kişi için kederin son aşamasında kabullenme gelir. | Open Subtitles | بالنسبة إلى معظم الناس فإن آخر مراحل الحزن هي التقبّل. |
| Her zaman iyi bir katolik olmuşumdur bu yüzden yapmak istediğim son şey bir pederi tutuklamak olur ama mecbur kalırsam yaparım. | Open Subtitles | ويصادف أنني كاثوليكية مؤمنة وبالتالي فإن آخر شيء أود القيام به هو إعتقال قس ولكنني سأفعل لو اضطررت |
| İstediğim en son şey başka bir yardımcımın daha hayatını riske atması. | Open Subtitles | فإن آخر شيء أريده هو تعريض مفوض لي للخطر |
| Tamam, son kayıt sabah 07:52'de gelen bir mesaj. | Open Subtitles | حسناً، فإن آخر إدخال كان رسالة واردة عند الساعة 7: 52 صباحاً |
| son duyduğumda bir kızla nişanlıydın ve kız nişanı atmıştı. | Open Subtitles | فإن آخر ماسمعته أنك ارتبطت بإحدى النساء و لكنها فكت الخطبة |
| Ve ayrıca oldukça şaşkınım, çünkü hayatıma şöyle baktığımda yapmak istediğim en son şey dinle ilgili yazmak ya da bir şekilde onunla ilişkili olmaktı. | TED | وأيضاً أنا مندهشة لأنني عندما أتطلع إلى ماضي حياتي فإن آخر ما أردت فعله هو الكتابة أو الانخراط بأي شكل من الأشكال في الدين. |
| En son isteyeceği şey polisin ortalıkta dolanmasıydı. | Open Subtitles | فإن آخر ما تريده هو وجود الشرطه هنا |
| Amerikan tarihinde ulusal borcun tamamen ödendiği son zaman 1835'te Başkan Andrew Jackson tarafından Federal Rezervden önce gelen merkez bankasını kapatmasından sonradır. | Open Subtitles | وفي الواقع ، فإن آخر مرة في التاريخ الاميركي تمّ سداد الدين الوطني تماما كان في 1835, بعد أن أغلق الرئيس اندرو جاكسون البنك المركزي الذي كان طليعة ً للمجلس الاحتياطي الفدرالي |
| son 8 şu şekilde: Pat, pat, aşağı, dışarı, çapraz ve yukarı... | Open Subtitles | إذاً فإن آخر توزيع للثمانية هو |
| Yapacağım son şey tom onu öldürmek olduğunu, | Open Subtitles | فإن آخر شيء قد يفعله توم هو قتله |