| Yani, herkes hazır mı kan ve idrar tesri için? | Open Subtitles | لذا ، فإن الجميع على استعداد لل الدم وفحص البول؟ |
| Benim kadar uzun süre güç sahibi olursan... herkes senin çocuğundur. | Open Subtitles | عندما تستحوذ على النفوذ لمدة طويلة مثلي فإن الجميع يصبحون صغارك |
| Neden? Bu yüzden herkes farkında, madde savaşı kimseyi korumuyor. | TED | ولهذا فإن الجميع يدركون بأن الحرب على المخدرات لا تحمي احداً. |
| Bana görünen kadarıyla Poirot, herkes ihtiyarın ölümünden karlı çıkıyor. | Open Subtitles | حسبما أرى يا "بوارو" فإن الجميع يستفيد من وفاة العجوز |
| herkes bizi şehirli İskoçlardan sanacak. | Open Subtitles | والآن فإن الجميع يعتقدون اننا نحن الاسكتلنديين المتدنين. |
| Ama kaçarsam herkes benim yaptığımı düşünecek... ve o da iki milyonla basıp gidecek. | Open Subtitles | لكن انا لو هربت .. اذن فإن الجميع سيظن اننى فعلت ذلك وسيخرج هو مع 2مليون نظيفة |
| Bugün çekim günü ve herkes mükemmel görünmeye çalışıyor. | Open Subtitles | اليوم هو يوم التصوير لذا فإن الجميع يحاولون أن يبدو بأحسن مظهر |
| Ve haftaya havuç,kereviz gibi bir şeyler götürürsek... sanırım herkes memnun olacak. | Open Subtitles | وأظن لو أننا فقط قمنا بجلب الجزر و القرنبيط هذا الاسبوع فإن الجميع سيكون سعيداً |
| Senin Kraliçe'den bir çocuğun olsa bile, Burgund'taki herkes çocuğun Siegfried'in piçi olduğu dedikodusunu yapacak. | Open Subtitles | حتى لو حملت الملكة طفلاُ منك فإن الجميع في بورغيند سيثرثرون بشائعات بأنه ابن سيغفريد |
| Haberler böyle söylüyorsa herkes buna inanır. | Open Subtitles | وإن كانت نشرات الأخبار تعتقد ذلك فإن الجميع سيعتقد ذلك |
| Ve o zaman herkes ödemeleri onun yaptığını düşünecek. | Open Subtitles | ومن ثم فإن الجميع يعتقدون انه دفع ثمن الرحلة. |
| Güzel. Bugün herkes annenin iş yerinde takılacakmış. | Open Subtitles | جيد، فإن الجميع سوف يتسكعون في عمل أمي اليوم |
| Ama evet, 30 yıldır gücün kötüye kullanılmasıyla ilgili hikâyeler yazıyorum ve ordudaki veya ilaç endüstrisindeki güçlü insanlar dediğimde, herkes beni alkışlıyor. | TED | ولكن نعم، طوال 30 سنة، كنت أكتب قصصا حول سوء استعمال القوة، وعندما أقول ذوي النفوذ موجودون هناك في الجيش أو في مجال صناعة الأدوية، فإن الجميع يهتف لي. |
| Benim için endişelenme. herkes endişeleniyor... | Open Subtitles | ...لا تقلق عليّ , فإن الجميع يقلقون بشأني |
| Ve kaçarsa... herkes parayı onun aldığını düşünecek. | Open Subtitles | ولو هرب فإن الجميع سيظن انه اخذ المال |
| Bunu yaptıklarında herkes kaybediyor. | Open Subtitles | عندما يفعلون ذلك فإنهم... ... فإن الجميع يخسر... |
| Artı herkes senin şeyini görecek. | Open Subtitles | ! بالاضافة الى ذلك ، فإن الجميع سيراك عارياً |
| Böylece herkes endişelenmeyi kesebilir. | Open Subtitles | وهكذا فإن الجميع يمكنهم الكف عن القلق |
| Yapana kadar, herkes tehlikede,.. | Open Subtitles | وحتى أنتهي من ذلك, فإن الجميع .في خطر.. |
| Hayat sigortası da laboratuara kaldığına göre herkes maaşını almaya devam edebilir. | Open Subtitles | وبما أن أموال التأمين على الحياة ستذهب إلى المختبر فإن الجميع سيستمرون في ! الحصول على شيكاتهم |