"فإن لديه" - Translation from Arabic to Turkish

    • var
        
    Eğer 406 ise bir sürü sensör ünitesi var. Open Subtitles إن كان هو 406 فإن لديه كل الأجهزة الحسية
    İstediğini alamazsa alabilecek gücü var. Open Subtitles إذا لم يحصل على ما يريده فإن لديه القوه ليأخذه قسرا
    Ağızlarının üstünde neden yapıldığı bile belli olmayan kırmızı yelkensi bir şeyleri var. Open Subtitles إنه الأكثر بخلا بينهم كلهم فإن لديه ذلك الشي الأحمر المطاطي أسفل منقاره أنا حتى لا أعلم مما مصنوع.
    Belden destekli bir silah yani, büyük ve saklaması zor, ama gene de uzun bir menzili var. Open Subtitles إنه سلاح الفدراليين، لذا فهو كبير وصعب إخفاؤه، مع ذلك فإن لديه مدى تصويب رائع
    Tefecilerin onca dayağından sağlam çıkmış bir adama göre şaşırtıcı derecede hassas bir bünyesi var. Open Subtitles بالنسبة لشخص نجى من الضرب كثيرا من المرابين, فإن لديه مناعه ضعيفة
    Maskeli değilken de çok şeker bir suratı var. Open Subtitles و متى لم يكن في ذلك القناع، فإن لديه الوجــه الأحلى.
    Bunu ona kim yaptıysa, çok özel bir plânı var. Open Subtitles من فعل ذلك بها فإن لديه أهداف محددة
    - Evet, bilmiyor. Söyleyemeyiz. Kalp rahatsızlığı var. Open Subtitles {\pos(190,210)} كلّا، لا يعلم، ولن يعلم، فإن لديه علّة قلبيّة.
    - Evet, bilmiyor. Söyleyemeyiz. Kalp rahatsızlığı var. Open Subtitles {\pos(190,210)} كلّا، لا يعلم، ولن يعلم، فإن لديه علّة قلبيّة.
    Dük'ün kalesine gitmem gerek. Orada bir ordu var. Dük'ün ordusu mu? Open Subtitles -أود بلوغ قلعة الدوق، فإن لديه جيش !
    Eğer kafa kafaya verirsek, bir şansı var Phil. Open Subtitles إذا ركزنا قليلا، فإن لديه فرصة، (فيل).
    - Yani şimdi arkadaşı var. Open Subtitles -وبعد فإن لديه صديقاً الآن .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more