| Eğer güneş orada olmasaydı, üç Kelvin de donmuş bir buz topu olurduk ve güneş bütün yağış sistemimizi oluşturur. | TED | فإن لم توجد الشمس كنا سنكون كرة جليدية بحرارة ثلاث درجات على مقايس كلفن والشمس أيضاً تحرِّك كامل الدورة المائية |
| Eğer polislerin elinde de bunlar varsa ve biz bulamazsak, onlar da bulamazlar. | Open Subtitles | إن الشرطة تملك الملفات نفسها فإن لم نستطع إيجاد الخطأ، فلن يجدوه هم |
| Bir ana paraşüt ve bir yedek paraşüt var Eğer hiçbir şey yapamazsam otomatik açılma sistemi olduğundan yedek paraşüt açılacak. | TED | لذلك توجد مظلة رئيسيةٌ وآخرى احتياطيّةٌ، فإن لم أقم بما يجبُ، فستثفتح المظلة الاحتياطيّةُ بسبب جهازِ الفتح التلقائي. |
| - Eğer uymuyorsa, değiştirmelisin. | Open Subtitles | العالم هو ما نصنعهُ نحن, فإن لم يكن ملائماً لنا نقوم ببعض التعديلات |
| Eğer senin saçmalıklarını dinlemeseydi... şimdi işlerim yolunda olabilirdi. | Open Subtitles | فإن لم أرقّع تفاهاتكم.. فسوف يخرج عملي من عن مساره. |
| Sadece, Eğer dürüstçe iletişim kurmazsak ayrıntılara takılıyoruz ve işi berbat ediyoruz. | Open Subtitles | فإن لم نتواصل معاً بصراحة، ستفسد العلاقة، و تخرج عن السيطرة و ننفصِل |
| Eğer herhangi bir nedenden dolayı dileğin umduğun gibi çıkmazsa bunu al ve altıyı çevir. | Open Subtitles | فإن لم تتحقق الأمنيات , لسبب ما , بالصورة التي أردتها أخرج البيجر وأطلب رقم 666 |
| Eğer gülmeye değer bir şey görmezsen, görmüş gibi yap ve gül. | Open Subtitles | فإن لم ترَ ما يستحقّ الضّحك؛ .تظاهر أنّك تراه، ثمّ اضحك |
| Eğer bir iblis beni öldürmezse, editörüm öldürecek. | Open Subtitles | فإن لم يقتلني الشيطان فسيفعلها مُحرِّر عملي |
| Eğer yapamıyorsa, erkeğin görevi o zaman geçindiremediği ailesini beslemek için bu şeyleri rehin vermektir. | Open Subtitles | فإن لم يستطع فعل ذلك فإنه عمل الرجل أن يقوم برهن الأشياء كي يطعم العائلة التي لا يستطيع إعالتها |
| Eğer bu geniş okyanusta çıkacak bir yer bulamazsa boğulacak. | Open Subtitles | فإن لم يجد الأرض المناسبة سريعاً في هذا المحيط الواسع فسوف يغرق |
| Kurallar değişti. Eğer beni görmezlerse, saldırırlar. | Open Subtitles | سعيد منذ المرة الأخيرة، قمنا بتغيير في الخطط فإن لم يرنا فهو يزيد في السرعة |
| Eskiden, Eğer bir sebepten dolayı kimseyi tavlayamazsam, onu arardım. | Open Subtitles | كانت بيننا علاقة , فإن لم أنجح بمرافقة امرأة أدعوها لمرافقتي |
| Ona nörotoksin verdim Eğer dört dakika içinde panzehiri almazsa ölecek. | Open Subtitles | حقنته بسمّ عصبي. فإن لم يحصل على الترياق في أربع دقائق، فسيقتله. |
| Eğer bomba patlamazsa,.. ...iki kaşının arasına mermiyi yersin sonra da gelir onu öldürürüm. | Open Subtitles | اسمعي ، فإن لم تنفجر القنبلة .. فسأقتلكِ |
| Eğer bunu oradan almazsak, kolun felç kalabilir. | Open Subtitles | فإن لم اتخلص منه ذراعك يمكن أن يصاب بشلل دائم |
| Eğer kaçırırsan beyin kıvrımını boydan boya yırtarsın. | Open Subtitles | فإن لم تنتبهي، ستقومين بتمزيق شَقُّ سيلفيوس |
| Yani Eğer parayı istemiyorsan ne istediğine karar vermelisin. | Open Subtitles | فإن لم ترغبي في المال، يجب أن تقرري ماذا تريدين |
| Eğer varsa rüzgara karşı dümen sapması riski oluşur. | Open Subtitles | لا بد أن تكون هذه على ما يرام، فإن لم تكن فقد تخاطر بإنحراف الدفة إلى حد الإنفلات التام |
| Eğer ki bu problemi ortadan kaldırmazsam muhtemelen yüklü miktarda para kaybedeceğim. | Open Subtitles | فإن لم نقم بتنظيف تلك المسألة الصغيره فسيتعين بي أن أخسر كمية ضخمة من الأموال |