| Açmaya çalıştım ama boştu, sanki biri silmiş gibi. | Open Subtitles | عندما حاولت فتحه كان فارغا كأن شخصا ما محاه |
| - Ambulanstaki dikiş malzemeleri çekmecesi boştu. | Open Subtitles | جارور التقطيب كان فارغا في سيارة الاسعاف |
| Ve sonra sinema salonunda otururken yanımdaki koltuğun Boş olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ثم كنا جالسين في المسرح، وأدركت أن المقعد المجاور لي كان فارغا. |
| Demlik dolu olabilir, Boş da olabilir. | TED | إبريق الشاي يمكن أن يكون ممتلئا، ويمكن أن يكون فارغا. |
| Acaba Katalin Varga adında genç bir kadın gördünüz mü? | Open Subtitles | نود أن نسألكَ إذا كنت رأيت سيدة شابة تُدعى (كاتالين فارغا)؟ |
| Acaba Katalin Varga adında genç bir kadın gördünüz mü? | Open Subtitles | نود أن نسألكَ إذا كنت رأيت سيدة شابة تُدعى (كاتالين فارغا)؟ |
| Hayır. Yani bu Vargas denen heriften her şey beklenir, sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | كلا، أعني أنه قادر، ذلك الشاب المدعو (فارغا) ألا تعتقد ذلك؟ |
| Banka hesabı bomboş durumda çünkü geçtiğimiz yıl yüklü meblağda birkaç kez Bay Cornelius'a ödemeler yaptığı ortada. | Open Subtitles | حسابه البنكى عمليا فارغا, وذلك لانه قام بعمل دفعات كبيرة فى السنة الاخيرة لشخص معين يدعى السيد كورنياس |
| Evine gittim, tamamen boştu. | Open Subtitles | ذهبت إلى مكانه و كان فارغا تماما. |
| Diyelim ki mezar boştu. | Open Subtitles | لنفترض أن قبره فارغا |
| boştu. İçinde hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد كان فارغا , ليس عليه شئ |
| Ve de tren yeterince boştu.. | Open Subtitles | بالمناسبة القطار يبدو فارغا |
| On altı Boş engelli park yeri. | TED | 16 مكانا مخصصا لذوي الاحتياجات الخاصة فارغا. |
| Bu kıtaların bazılarına gittim; ama Afrika, Steven Pinker'ın dediği gibi, Boş bir tahtaydı, büyük ölçüde. | TED | وقد ذهبت إلى بعض هذه القارات, لكن افريقيا كانت طبقا فارغا كما وصفها ستيفين بينكر |
| Dünyanın Boş görünmesinin o kadar da önemli olmadığı, bize görünenin nasıl da çürümüş ve eskimiş olduğu gerçeğinin sürüklediği bizler biliyorduk ki herşey hala mümkündü. | Open Subtitles | مدفوعين باتجاه حقيقة أنه مهما بدا العالم فارغا مهما ظهر العالم متدهورا و مستهلكا لنا فإننا نعلم بأن أي شي لا يزال ممكنا |
| Eve gidip uyumuş gibi davranıyorsun, üzerinde ismim yazan Boş bir kutu getiriyorsun... | Open Subtitles | تدعي انك ذهبت للمنزل ونمت, تضع صندوقا فارغا واسمي مكتوب عليه على الطاولة امامي |
| Varga'yı uzun zamandır tanıyoruz muhbirin o olduğundan şüpheliyim ve sana güvenmiyorum. | Open Subtitles | لقد عرفت (فارغا) وقتٍ أطول، أشك أنه هو، ولا أثق بك. |
| Tabii ki. Walt Varga çoktan benim suçlu olduğuma karar vermişti. | Open Subtitles | لقد وضع (والت فارغا) في دماغة مسبقاً أني أنا المذنب |
| Walt Varga kendi hipotezini öne sürdü ve kanıtlamaya girişti. | Open Subtitles | خرج (والت فارغا) بفرضياته و خطَّطَ لإثباتها و لم يكن مهتماً للبدائل |
| Adını gördüğümde... Bay Vargas'ı araştırdın, değil mi? | Open Subtitles | عندما رأيت اسمك بحثت عن السيد (فارغا)، أليس كذلك؟ |
| VM Vargas denen adam mı? | Open Subtitles | -هذا (في إم فارغا ) |
| Ev bomboş görünecek. | Open Subtitles | إن شاء الله ، خلال عدة أعوام و المنزل سيبدو فارغا و موحشا على ما أعتقد |
| Misafir olduğum ev bomboş ve | TED | و كان البيت الذي قضيت وقتا فيه فارغا. |