| Ayrıca bir vazelin kutusu ve bir kedi kafatasının da olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | لكن عليك أن تعرف أنّه لديّ علبة فازلين وجمجمة هرّ هنا كذلك. |
| Gittiğin için üzgünüm filan ama bu sadece vazelin baba. | Open Subtitles | انا حزينة لانك ذاهب وكل ذلك ابي, لكنه مجرد فازلين |
| vazelin, kayganlaştırıcı falan, hiçbir şey olmadan. | Open Subtitles | و أدخَـلَـه بدون فازلين, بدون زيت, بدون أي شيء |
| Prezervatif, vazelin, bağlantı kablosu ve amonyum nitrat. | Open Subtitles | واقي ذكري,فازلين كابلات كهربائية ونترات الأمونيوم |
| Tutuklu Slim bastonuyla topallayarak avluya doğru gidiyor biraz vazelin almak için gardiyana doğru ilerliyor. | Open Subtitles | زميل الزنزانة (سلِم)، قاعد يزحف على بطنه ورايح يجيب شويّة فازلين |
| Bana soracak olursanız biraz vazelin ve bebeği yakalamak için plastik eldivenimiz olsa daha iyi olurdu. | Open Subtitles | يمكننا أن نستعمل "فازلين" وبعض القفازات |
| Kolonyalı mendil, vazelin. | Open Subtitles | مناديل للاطفال , فازلين |
| Evet, bilirsin, eski filmlerde objektife vazelin sürerler. | Open Subtitles | كما تعلم في الأفلام القديمة عندما كانوا يضعون (فازلين) على عدسة الكاميرا |
| Mini minnacık vazelin. | Open Subtitles | عبوة "فازلين" صغيرة. |
| vazelin. - vazelin. | Open Subtitles | فازلين فازلين- |
| vazelin | Open Subtitles | "فازلين" |
| vazelin. | Open Subtitles | (فازلين) |