| Her zaman meyvelerimizi kiler'e koymamıza izin verdiler. | Open Subtitles | لطالما سمحوا لنا بأن نضع فاكهتنا في قبوهم |
| Baba, bu meyve hırsızları meyvelerimizi aşağılıyorlar. | Open Subtitles | أبي , هذين لصين الفاكهة يهينون فاكهتنا |
| Hori'nin şu sefil kızı meyvelerimizi çalıp duruyor. | Open Subtitles | ابنة (هوري) الشقية دائماً ما تأخذ فاكهتنا |
| Meyvelerimiz eksiliyor. Şikâyet ediyorum. | Open Subtitles | فاكهتنا أختفت، ثم أشتكي للأم فترد بقولها: |
| Meyvelerimiz yerindeyken tadını çıkarmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نحصل على نزوتنا بينما فاكهتنا وفيرة |