| Ve yakalandığınızada da, prens hepinizi astıracak. | Open Subtitles | و أينما تكونون فالأمير سوف يأمر بشنقكم جميعا |
| prens bugün kilisede değildi ve sebebini bilmemiz lazım. | Open Subtitles | فالأمير لم يكن في الكنيسة اليوم ويجب أن نعرف السبب |
| Yakışıklı prens gelip onu tuvaletlerden kurtaracak. | Open Subtitles | بالطبع انها تظن ذلك , فالأمير تشارمنج لقد انقذها من العمل بالمراحيض |
| Bu riske giremem, efendim. Kötülükler prensi George... | Open Subtitles | لن أخاطر بذلك، فالأمير جورج عذب العديد من الرجال |
| Rüyadaki prens daima yenilenip düzeltebilir, ama gerçek bir prensi düzeltemez. | Open Subtitles | بينما الأمير في أحلامها يمكنه أن يجرب المرة تلو الأخرى، فالأمير في الواقع موجود في بُعد مختلف |
| Ülkesini hayal kırıklığına uğratan bir prensi, | Open Subtitles | فالأمير الخائن الذي خذل أمته |
| Riske girmek istemiyorum, efendim. Kötü prens George birçok insana işkence etti. | Open Subtitles | لن أخاطر بذلك، فالأمير جورج عذب العديد من الرجال |
| prens de sorulması gerekeni sormuş: | Open Subtitles | بعدها يذهب الى بيته للعشاء فالأمير سأله،ماذا تفعل؟ |
| Yani iyi kalpli prens katilmiş ve kötü kraliçe de cadı değilmiş öyle mi? | Open Subtitles | إذاً، فالأمير الطيب أصبح قاتلاً. والملكة الساحرة لم تكن ساحرة في النهاية؟ |
| Ama ben bir hiçim. prens görmez bile beni. | Open Subtitles | لكني نكرة فالأمير سيرفض مقابلتي |
| Senin yardımına ihtiyacı var. prens onu görmeyi umuyor. | Open Subtitles | فهي بحاجة لمساعدتك فالأمير ينتظر حضورها |
| Hayır. prens, bunu Sindirelli'nin üvey annesi yüzünden söylüyorsun. | Open Subtitles | لا , لا , فالأمير يقول هذا بسبب زوجة أبى "سندريللى"َ |