"فالحل" - Translation from Arabic to Turkish

    • çözüm
        
    çözüm onları birşeyin içine atmakta. Şömine gibi Elektrik küveti gibi. Open Subtitles فالحل يكمن في إلقائها في موقد النار أو في الحوض الكهربائي
    çözüm tam orada değildir. çözüm biraz daha kenardadır. Etrafa bakıyor olmak istersiniz. TED فالحل ليس هناك. الحل هو في المحيط الخارجي. تحتاج أن تنظر حولك.
    Hayati bilgiler varsa, belki de onları vücuda yazmak çözüm olabilir. Open Subtitles إن كانت عندك معلومة حيوية فالحل هو الكتابة على جسدك أفضل من الورقة
    Bana göre çözüm bu. Fırsat verilmeye, ekonomik akıcılığa, çünkü aşırıcılık kendini karanlık ile besler. Open Subtitles وبالنسبة لي فالحل هو اعطائهم النواة الاقتصادية والفرصة للتعبير السياسي
    Bu kadın sana, ona yalan söylediğin için öfkeliyken bulduğun çözüm bacağın kırılmış gibi mi yapmak yani? Open Subtitles هذه المرأة غاضبة منك لأنك كذبت عليها لذلك فالحل ان تتظاهر بانك كسرت سآقك ؟
    Önceden, endüstri devriminin gidişatına bakarsanız, tek bir işte insanların yerini makineler aldığında, yeni iş alanlarında çözüm genellikle daha az yetenek isteyen işlerde bulunmuştu. TED سابقاً، إذا نظرت إلى مسار الثورة الصناعية، عندما يُستبدل البشر بالآلات في نوعٍ واحدٍ من العمل، فالحل عادةً يأتي من الأعمال ذات المهارة المنخفضة في خطوط التجارة الجديدة.
    çözüm umduğunuz gibi olmayabilir. TED لذلك فالحل ربما يكون مفاجئًا.
    Zannımca 20. yüzyılın başlarında, daha ateşli bir şekilde olan var olan tartışmada, Russell ve Einstein ve diğerlerinin dediği gibi, çözüm sadece kafada değil, kalpte. TED لذلك فالحل لابد و أن يكون , من أناس مثل راشيل واينيشتين و اخرين , تخيل في محادثة حدثت في صورة اقوي , اعتقد في بداية القرن العشرين , كان الحل ليس فقط الراس لكن القلب ايضا .
    Böylece çözüm hangisinin ilk olacağına karar vermeye kalıyor, örneğin, diyelim "siyah" tek sayıdaki siyah şapka sayısını ve "beyaz" çift sayıdaki şapka siyah sayısını göstersin. TED وعليه فالحل يعتمد على أن تتفق المجموعة على أن أياً كان من سيجيب أولاً، فسيكون عليه، مثلاً، أن يجيب بـ "أسود" إذا كان يرى عدداً فردياً من القبعات السوداء، وأن يجيب بـ "أبيض" إذا كان يرى عدداً زوجياً من القبعات السوداء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more