| Diğer bir deyişle, eğer ilişki sonrasında yatak çarşafında kan yoksa, o zaman kadın bakire değildir. | TED | بعبارة أخرى، إذا لم يكن هناك أي دم على الشراشف بعدها، فالمرأة بكل بساطة لم تكن عذراء. |
| kadın, erkeği memnun etmek için yaratılmıştır. O kadar. | Open Subtitles | فالمرأة خُلِقت لإمتاع الرجل، وهذا كل شيء |
| Gerçekten akıllı bir kadın, senin tüm numalarını hemen fark edecektir. | Open Subtitles | فالمرأة الذّكيّة حقّاً سوف تُبصر سخافاتك السّطحيّة من بُعدِ أميال |
| Bir kadın kızının sevgisi için herşeyi yapabilir Majesteleri. | Open Subtitles | فالمرأة قد تفعل أي شيء لمحبتها لبناتها، جلالتكم |
| Tevrat 'a göre kadın, en güzel şekilde yaratıldı, evini temiz tutsun, yemeklerini hazırlasın, ama en önemlisi, çocuklarını büyütsün diye yaratıldı. | Open Subtitles | فالمرأة تلعب دوراً غير مباشر في الحفاظ على التوراة, بالمحافظة على منزله نظيفاً, وتحضير وجبات طعامه, وبشكل خاص, |
| Elektriği getirebilecek kadın burada mı yaşıyor yani? | Open Subtitles | اذا فالمرأة التي بامكانها اعادة الكهرباء تعيش هنا؟ |
| 20 seneden fazladır hâlâ bizim evde yaşayan kadın kafamızda bir miktar var. | Open Subtitles | بالرغم من هذا، فالمرأة التى عاشت فى منزلنا لإكثر من عقدين، لدينا مبلغ نتفق عليها. |
| Fakat kadın, oğlundan kötü muamele görmüştü ve intikamını aldı. | Open Subtitles | رغم ذلك فالمرأة التي عوملت بقسوة من يديه، وبيديها قد أخذت ثأرها |
| Hmm, eğer teselli olacaksa kadın pek fazla uzun kalmadı. | Open Subtitles | اذا كان هناك بعض المواساة فالمرأة لم تبق كثيراً |
| İlkinde gördüğünüz kadın, bir okul öğretmeni kendisi, çocuklarını hep istediği gibi üniversiteye gönderebilecek ve bunu bu pompalar sayesinde yapacak. | TED | وبهذا فالمرأة التي رأيتموها في البداية إنها مدرسة ودومًا ما أرادت أن ترسل أولادها للدراسة في الجامعة وسوف يمكنها هذا بتحقيق هذه الأشياء. |
| Evlenmek için seçtiğim kadın kendi hayatına son verdi. | Open Subtitles | فالمرأة التي اخترتها زوجة لي قتلت نفسها |
| kadın ise, " Bak. Benzin, yemek, kalacak yer. Bu bizim çıkışımız. | Open Subtitles | فالمرأة تطالب "انظر، وقود، طعام، سكن، ذلك مَخرجنا |
| Tutkuyla bağlandığı kadın... gitmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | اذا, فالمرأة التى احبها بعاطفة... كانت تُفكِر فى المُغادرة. |
| Doğum yapan kadın bir çadıra girer... ve kabilenin kadınları onun etrafında dans eder. | Open Subtitles | -نعم ، فالمرأة عند الوضع تدخل الخيمة تحيطها نساء القبيلة ويرقصن |
| Yaşlı kadın burada oldukça yalnız kalıyor. | Open Subtitles | فالمرأة المُسِنّة تشعر بالوحدة هنا |
| Yani, Robyn'nin hayatını değiştiren kadın aynı zaman da onu alan kişi. | Open Subtitles | إذا فالمرأة التي غيرت حياة روبين هي نفسها المرأة التي أخذتها منها . |
| kadın cinayete meraklı değilmiş yani. | Open Subtitles | لذا فالمرأة لم تكُن كرة غضب قاتل |
| Bir kadın bunu hisseder çünkü. | Open Subtitles | فالمرأة تعلم تلك الأشياء |
| Bir kadın her zaman öyledir. | Open Subtitles | فالمرأة دائماً كذلك، سيدي |
| Peki hastanedeki kadın... | Open Subtitles | فالمرأة الحامل بالمستشفى إذن... |