| Ağır saldırı bir suçtur, Sayın Hâkim, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası vardır. | Open Subtitles | الإعتداء بالضرب جريمة تحمل فترة سجن إثنان إلى خمس سنوات |
| hapis cezası değil sonuçta. | Open Subtitles | بالكاد تكون فترة سجن. |
| Fusco burayı halleder. 20 yıl hapis cezası birbirlerini öldürmelerini engeller. | Open Subtitles | يُمكن لـ(فوسكو) الاهتمام بهذا الأمر. فترة سجن لـ20 عاما ستمنعهم من قتل بعض. |
| İkisi de ufak çaplı sahtecilikten yatıyor. | Open Subtitles | كِلاهما يقضي فترة سجن لسرقة هويّة. |
| Gerçekten de hapiste saglam vakit geçireceksiniz. | Open Subtitles | أنت أمام فترة سجن طويلة |
| Minimal hapis cezasına çarptırılacaksınız, hatta tıp lisansınızı bile kurtarabiliriz. | Open Subtitles | ستحظى بأقل فترة سجن ممكنة وربما قد تحتفظ برخصتك الطبية |
| Cinsel saldiri suçundan girdigi Sing Sing'ten bir sene önce çikmis. | Open Subtitles | قضى فترة سجن قبل عام بتهمة الإعتداء الجنسي. |
| Ama hapis cezası istemediniz. | Open Subtitles | لكنّكم لم تطلبوا فترة سجن. |
| Şu an müebbet yatıyor. | Open Subtitles | إنه يمضي فترة سجن مدى الحياة الآن |
| Ömür boyu hapis yatıyor. | Open Subtitles | انه يقضى فترة سجن مدى الحياة |
| Gercekten de hapiste saglam vakit gecireceksiniz. | Open Subtitles | أنت أمام فترة سجن طويلة |
| Sizi minimum 30 yıl ile, müebbet hapis cezasına çarptırıyorum. | Open Subtitles | انا احكم عليك بالسجن المؤبد مع فترة سجن لا تقل عن ثلاثين عاماً |
| Yolsuzluk yapmakla mahkum edilen Bayan Davis, suçunu kabul ettiği için hafifletilmiş hapis cezasına çarptırılmıştır. | Open Subtitles | مقابل إعترافها بالتهمة أدينت الآنسة(ديفيز)بإرتكاب مؤامرة للإحتيال خفضت العقوبة إلى فترة سجن أقصر |
| Cinsel saldırı suçundan girdiği Sing Sing'ten bir sene önce çıkmış. | Open Subtitles | قضى فترة سجن قبل عام بتهمة الإعتداء الجنسي. |