| Burada olduğun bütün süre boyunca Dünya'yı gezmekten bahsedip durdun. | Open Subtitles | لقد كنت تتحدث عن رؤيه العالم طوال فتره تواجدك هنا |
| Düzgün bir görüntü gözleri üzerine çekmekle kalmaz, uzun süre kendini seyrettirir. | Open Subtitles | الإطار الجيد لا يجذب العين للصوره فحسب بل يبقيها هناك فتره أطول |
| Bu bir süre olacak kadar patoloji sonuçları bulunmaktadır , ama ben çok emin değilim hepimizkanser çıktı . | Open Subtitles | و سوف ننتظر فتره حتى ظهور نتيجة فحص عيناتك و لكن انا على ثقه كامله اننا ازلنا السرطان بالكامل |
| Hem de uzun süredir aşık. Senin için yazılar falan yazıyor. Gerçek bu! | Open Subtitles | لقد كانت مغرمه بك منذ فتره طويله قامت بالكتابه عنك ، انها حقيقه |
| Çok uzun süredir beraber çalışıyoruz kimin ne yaptığını hatırlamak | Open Subtitles | نحن نعمل معا منذ فتره من الصعب تذكر من القائل |
| Ne oldu? Yerini tespit edecek kadar uzun konuşmasını sağlayamıyorum telefonda. | Open Subtitles | لا أستطيع إبقائه على الخط فتره كبيره بما يكفى لتقتفى أثره |
| uzun zamandır senle ilgili hislerim var, Bobby... umduğundan daha çok. | Open Subtitles | كانت لدى مشاعر تجاهك منذ فتره طويله أطول مما تستطيع تخيله |
| Kısa bir süre önce taşındı buraya, kendini evindeymiş gibi hissetsin. | Open Subtitles | للتو إنتقلت هنا منذ فتره ليست بطويله إذا أشعروها بأنها بمنزلها |
| Bir süre önce Boston'da, sokakta arkasında "Lütfen bana vurmayın" | Open Subtitles | منذ فتره في بوسطن رأيت هذا الرجل العجوز في الشارع |
| Sürekli kenara itilirsen, bir süre sonra sorunun sen olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | تعرضك للاهمال فتره طويله يمكنه ان يجعلك تفكر انك سبب المشكله |
| Evet o. Bir süre önce yaptığımız işimiz ve hala benim favori projem: Telekonferans. | TED | عن عملنا، قبل فتره وهو ما زال مشروعي المفضل وهو مؤتمرات عبر الاتصالات |
| Kısa süre önce Stiltskin diye biri bir olaya karışmıştı. | Open Subtitles | ماذا عن تلك القصه ألم تكن منذ فتره طويله ؟ عن رجل يدعى ستيلتسكين |
| Bir süre sonra, sahip olduğumuz azıcık para da bitti, ama ben tek başıma idare ettim. | Open Subtitles | بعد فتره قصيره ما جمعناه من مال قليل قد ذهب , لكنى وفقت فى حياتى |
| Ama bir süredir ileri bir adım atmak istediğimi biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني عرفت منذ فتره بأنني يجب أن أتخذ الخطوه التاليه.. |
| Bir süredir buralarda değildim. Herşey çok değişmiş. | Open Subtitles | لم اكن بالجوار منذ فتره طويله كل شىء تغير |
| Bu şey çok uzun süredir ölü. Daha taze, daha hoş bir şey dene. | Open Subtitles | انه ميت منذه فتره طويله حاول تبدله بشي اجدد وجميل |
| Bu şey çok uzun süredir ölü. Daha taze, daha hoş bir şey dene. | Open Subtitles | انه ميت منذه فتره طويله حاول تبدله بشي اجدد وجميل |
| uzun süredir ölü... ve zehirlenme değil. | Open Subtitles | لقد مات 000 منذ فتره طويله ولي بسبب السم |
| uzun zamandır ölü bir durumda değilsin o yüzden ruh arama kısmına henüz gelmemiş olabilirsin sana Biraz zaman kazandırmama ne dersin? | Open Subtitles | انظري, انتي لم تتوفي منذ فتره طويله, فربما لم تعتادي بعد علي حفله البحث عن الارواح فلماذا لا اوفر عليكي بعض الوقت? |
| Bir zamanlar babası ile zeytinyağı işindeydik, ama bu çok zaman önceydi. | Open Subtitles | عملت في صناعه زيت الزيتون مع والده و لكن هذا منذ فتره طويلة جدا |
| Evet, bir süreliğine buradaydı, ama sonra gitmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | أجل , كان هنا منذ فتره , لكنه إضطر للذهاب |
| Ben onun için sadece arada sırada durumunu görmeye gelen bir adamım. | Open Subtitles | أنا فقط شخص ما الذى يحضر كل فتره كى يرى كيف حاله |
| -İşte ara verdim. Hemen konuşalım. | Open Subtitles | وايضاً انا فى فتره راحتى لذلك دعينا ننتهى من هذا سريعاً |