| İşin aslı, senle ne kadar gurur duysam azdır, evlat. | Open Subtitles | الحقيقة أني لم أكن لأكون أكثر فخراً بك يا بني. |
| Seninle o kadar gurur duyuyorum ki. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن أكون أكثر فخراً منك تعرفين ، أليس كذلك؟ |
| Ama bir şeyler yapıyor olmak gurur duymamızı sağlar, çünkü etrafımızdaki dünyayı bizim yaptığımızı düşünürüz. | TED | وكان هذا فخراً لنا ان نقوم بصناعة ما نحتاج اليه ان العالم من حولنا من صناعتنا |
| Eğer senin hakkında düşündüklerimin yarısını biliyor olsaydın, yaşayan en gururlu erkek olurdun. | Open Subtitles | , لو كنت تعرف نصف ما ظننته بك اليوم لكنت ستكون أكثر الرجال فخراً |
| Randy ve ben de Eddie Van Halen ve davulcu kardeşinden sonraki... en gururlu kardeşler olmuştuk. | Open Subtitles | انا وراندي كنا الاكثر اخوه فخراً منذ ايدي فان هيلين واخوه الطبال |
| ve çocuklarımın oluşan tarihin bir parçası olduğu için bundan daha fazla gururlu olamazdım. | Open Subtitles | وانا لا استطيع ان اكون اكثر فخراً من ان اولادي يصنعون التاريخ |
| Peter Mills seninle birlikte çalışmak büyük bir şeref ve onurdu. | Open Subtitles | لقد كانَ فخراً لي وسعادةً أن أعملَ معكَ يا بيتر ميلز |
| Bu, hayatımda yaptığım ve en çok gurur duyduğum şeylerden biri. | TED | وهو واحد من الأمور الأكثر فخراً في تاريخ حياتي. |
| Peki, neden ikimizde gurur duyup onun için mutlu olmuyoruz? | Open Subtitles | لذا الذي لا كلانا نَأْخذُ فخراً في ذلك وفقط يَكُونُ سعيداً لَهُ؟ |
| Takımı eyalet şampiyonu olsa kocam bu kadar gurur duymazdı. | Open Subtitles | فى هذه اللحظه, زوجى كان أكثر فخراً مما لو كان فريقه ربح بطولة الولايه |
| Elimden gelen tek şey, Yahudilerle açıkça savaşmış olmaktan ve doğayı Yahudi zehirinden temizlemiş olmaktan gurur duymak. | Open Subtitles | يكفينى فخراً اننى حاربت اليهود فى كل مكان وطهرت العالم من السمّ اليهودي |
| En gurur duyduğum an, karı%17 arttırdığımda, ya da tek bir kişiyi kaybetmeden harcamaları kıstığımda değil. | Open Subtitles | أكثر لحظاتي فخراً هنا لم تكن عند زيادة الأرباح بنسبة 17 بالمئة أو عند تقليل النفقات دون طرد شخص واحد |
| Bodruma geri döndük. Bundan daha gurur dolu olamazdım. | Open Subtitles | لنعد إلى السرداب لا يمكنني أن أكون أكثر فخراً |
| Tüm Amerikalıların hayatlarındaki en gururlu günüdür bugün. | Open Subtitles | هذه أكثر اللحظات فخراً بحياة كل أمريكي |
| Bir sanat eseri en değerli mülkü ve en gururlu zaferiydi-- | Open Subtitles | ,لقد كان تحفة فنية ...أغلى ممتلكاته, وأكثر فخراً بإنجازه |
| Daha önce hiç bu kadar gururlu, bu kadar umutlu olmamıştım. | Open Subtitles | ولم يسبق أن أكون أكثر فخراً وتفاؤلاً |
| "Bize teslim edilenden daha güçlü bir Amerika. "Bulduğumuzdan daha gururlu bir Amerika." | Open Subtitles | "أميركا) أقوى من تلك التي أعطونا إياها) (أميركا) أكثر فخراً من تلك التي وجدناها" |
| Gelecek hafta diplomanı aldığında, Los Angeles'taki en gururlu büyükbaba ben olacağım. | Open Subtitles | واريد إعلامك أنك حين تحصل على شهادتك في الأسبوع المقبل ساكون الجد الأكثر فخراً في (لوس انجلوس)ً |
| Sizinle zombi öldürmek büyük onurdu arkadaşlar. | Open Subtitles | لقد كان فخراً حقيقيّاً قتل الزّومبيّين برفقتك |
| Seninle görev yapmak bir onurdu, dostum. | Open Subtitles | لقد كان فخراً الخدمة معك ياصديقى |
| Bir onurdu. | Open Subtitles | لقد كان فخراً |