| En iyi ihtimalle, değersiz bir bilgi, en kötü ihtimalle tuzak. | Open Subtitles | في أحسن الأحوال، هو نهاية مسدودة. في أسوأ الأحوال، هو فخّ. |
| tuzak olduğunu biliyordum. Bu Anneler Günü'nden çok daha kötü. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه فخّ هذا أسوء بكثير من عيد الأم |
| Baban gibi tuzak kuran birini hiç görmemiştim. | Open Subtitles | يُمكن لوالدك نصب فخّ لا يصـادفه أيّ رجل أبداً |
| Ve sen de Gray Bar Hotel'ine tek gidişlik bir tuzağa çekilmek üzeresin. | Open Subtitles | ويتمّ نصب فخّ لك لرحلة بإتجاه واحد إلى السجن؟ |
| İlk önce biraz yem kirli kafese ve bekle | Open Subtitles | أولاً سَنَضِعُ بَعْض الطُعمِ داخل فخّ وننتظر |
| Eğer ona tuzak kurarsan yerini tespit edebiliriz. tuzak mı? | Open Subtitles | على الأقل لدينا إشارة لاسلكى من موقعه إذا كنت لا تمانع أن تحضر له فخّ من أجلنا |
| Şu adam kesinlikle garip, bütün olay bir tuzak gibi kokuyor. | Open Subtitles | إن السوجيتو غريب أطوار ، وكل هذا يَبْدو لي فخّ. |
| Phoebe, bu iblisler için bir tuzak bunu hesaba katmalısın. | Open Subtitles | فيبي، إنه فخّ للشياطين، و احسبي الأمر في ذهنكِ |
| Bu büyük tuzak, manevramın bir parçası. | Open Subtitles | هذا جزء من فخّ كبير نصبته لقد سمحت للعدو |
| Bu büyük tuzak manevrasının bir parçası. | Open Subtitles | هذا جزء من فخّ كبير نصبته لقد سمحت للعدو |
| tuzak yok, kurgu yok, hiçbir şey yok! | Open Subtitles | لا يوجد هناك ايّ فخّ ولا أيّ مؤامرة ولا أيّ شئ |
| O kupanın bir tuzak olduğunu bilmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي علي أن أعلم أن ذلك الكأس كان مجرد فخّ |
| Kimse kıpırdamasın. Arkanıza dönmeyin. Bu bir tuzak. | Open Subtitles | لا أحد يحرّك ساكنًا إيّاكم والالتفات، فهذا فخّ |
| Daha önce elbette takıntıları oldu ama bu Noel Baba'ya tuzak kurmaktan daha ciddi. | Open Subtitles | لقد كان مهووسًا من قبل بالطبع لكن هذا كان أبعد حتى من وضع فخّ بالنسبة لأب الكريسماس |
| Parçalardan birinin yerini ne kadar çabuk bulursak o kadar çabuk bir tuzak kurup onu kurtarabiliriz. | Open Subtitles | كلّما أسرعنا بإيجاد قطعة أخرى من الرمح أبكرنا في صنع فخّ وإنقاذه. |
| Ben yaparım! Kalıyorsun. Bir tuzağa düşmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا أستطيع، ستبقى لن أدعكَ تسير إلى فخّ |
| İblisler onları tuzağa düşürmüş. | Open Subtitles | كان هؤلاء الشياطين أوقعوهم في فخّ |
| - Bana ne yapacağımı söyleme. - Lloyd'u tuzağa düşürdüler. | Open Subtitles | لا تُملي عليّ أوامر - (لقد نُصب فخّ لـ(لويـد - |
| İlk önce biraz yem kirli kafese ve bekle | Open Subtitles | أولاً سَنَضِعُ بَعْض الطُعمِ داخل فخّ وننتظر |
| Tamam kutsal suyumuz ve şeytan kapanı çizili mermilerimiz var. | Open Subtitles | حسنًا، لدينا مياه مقدّسة أسلحة مذخّرة بطلقات فخّ الشيطان |
| Bu da beni büyük fikre getiriyor: Thukydides tuzağı. | TED | مايجلبني إلى الفكرة الأهم: فخّ ثوسيديديس. |
| Bu doğruysa eğer, Allanon Amberle'yi bir tuzağın içine göndermiş olabilir. | Open Subtitles | لو صحَّ هذا، فربما بعث (ألانون) بـ (أمبرلي) إلى فخّ ما. |
| İbriğe benzer şekilleri, kusursuz bir kapan vazifesi görmektedir. | Open Subtitles | وَ شكلها الإبريقي فخّ فتاك كذلك. |
| Bu Mulder için bir tuzaktı çünkü o senin içeri atılmana yardımcı oldu. | Open Subtitles | هذا كَانَ a فخّ لMulder لأن ساعدَ على وَضْعك جانباً. |
| Ne yani senin tuzağına desteğimiz olmadan geleceğimi mi düşündün? | Open Subtitles | أحسبتِ أننا سنقصد فخّ الفئران هذا من دون دعم؟ |