| Dün gece yatağımda ölü bir film yıldızı vardı. | Open Subtitles | أتريد أن تعرف عن الموتى ؟ كان لدىّ نجمة أفلام ميتة فى فراشى ليلة أمس |
| Bu sabah yatağımda tanımadığım bir kadın ile uyandım. | Open Subtitles | لقد استيقت هذا الصباح لأجد إمرأة غريبة فى فراشى |
| Altı gün önce yatağımda bi Tiki dansçısı ile uyandım... sonra onun nişanlımın kuzeni olduğunu öğrendim... sonra onun eski piskopat polis sevgilinin saldırısına uğradım. | Open Subtitles | لقد استيقظت مع راقصة حفلات فى فراشى منذ ستة أيام ثم عرفت انها إبنةعم خطيبتى ثم تعرضت للسرقة بالإكراه على يد صديقها السابق الشرطى المحنون |
| Birçok yerdeydi. O yatağıma girdi. Nerede istersen, ne zaman istersen. | Open Subtitles | في كثير من الأماكن جائت الى فراشى وقتما أرادت. |
| - yatağıma başka bir kadın sokarak mı? Bu ne kadar hasta bir düşünce farkında mısın? | Open Subtitles | بوضع امرأه اخرى فى فراشى هل تتدركين كم هذا مقزز |
| Fotoğrafını yatağımın üstündeki tavana yapıştırdım böylece her sabah uyandığımda ilk gördüğüm şey sen oluyorsun. | Open Subtitles | لقد قمت بلصق صورتك على سقف حجرتى فوق فراشى حتى تكون أول شئ أراه حين أستيقظ من نومى |
| Eve gidip, yatağa gireceğim ve sadece sabah olmasını bekleyeceğim. | Open Subtitles | أريد أن أعود للمنزل أريد أن أنام فى فراشى وأنتظر حتى يحل الصباح فحسب |
| Bak. yatağım, dolabım, ay maskem, küçük sevimli deniz şakayığım. | Open Subtitles | انظر ، هذا فراشى ، خزانه ملابسى و قناع النوم |
| Dün yatağımda uyudum ve sonra başka bir dünyada uyandım. | Open Subtitles | بالأمس ذعبت للنوم فى فراشى وصحوت فى عالم آخر. |
| Bu yüzden mi ayrılıyorsun? Bu kadar mı yani? Bir saniye önce yatağımda kıvranıyordun, şimdi ise... | Open Subtitles | أسترحلين لهذا السبب؟ تأتى الى فراشى ومن ثم تتركينى بعدها |
| Benimle gitti ile Çünkü, o her gece yatağımda içine gelemedi annem uyurken. | Open Subtitles | لانة بذهابى هو لم يستطع ان يأتى الى فراشى كل ليلة عندما كانت امى نائمة |
| Benim yatağımda kimse sevişmeyecek. | Open Subtitles | . مامن احد مارس الحب معى فى فراشى |
| Benim yatağımda kimse sevişmeyecek. | Open Subtitles | . مامن احد مارس الحب معى فى فراشى |
| Kapı açıldığı sırada yatağımda uyuyorum. | Open Subtitles | كنت نائمة فى فراشى عندما فُتحَ الباب |
| Şanslıysanız, yatağımda ipek çarşaflarda uyursunuz. | Open Subtitles | لو كنت محظوظه لكى تنامى فى فراشى |
| benim yatağıma değil, çünkü bu sürpriz olabilir. | Open Subtitles | وليس في فراشى ، لأن ذلك سيكون مثيرا للدهشة. |
| Bırakın gideyim, yemin ederim yatağıma girdi. | Open Subtitles | لقد جاءت الى فراشى أقسم على ذلك. |
| Dört: Uzun zamandır yatağıma işemedim. | Open Subtitles | رابعا أنا لم أبلل فراشى منذ مده طويله |
| yatağımın altında, yatağımın altında birkaç dergi ve DVD var. | Open Subtitles | تحت فراشى هناك بعض المجلات وبعض المغلفات المدمجة |
| - Sanırım yatağımın yanındaki komodinin üzerindeydi. | Open Subtitles | -أعتقد أنك ستجدينها على المائدة بجوار فراشى |
| İçimden güçlü bir ses, "Git eve yatağa kıvrıl ve bugünü unut" diyor. | Open Subtitles | هناك جزء كبير منى يريد العودة للمنزل لأزحف فى فراشى وأنسى أن هذا اليوم قد حدث |
| yatağım Sparrowunkinin altında | Open Subtitles | إنّ فراشى أسفل فراش العصفور |