| Henry, o lavaboya gittiğimde diş fırçanı kuru bulursam... | Open Subtitles | هنري، إذا ذهبت إلى ذلك الحمام و وجدت فرشاتك جافة... |
| - Bu laf bana diş fırçanı kullandığımı hatırlattı. | Open Subtitles | صحيح, هذا يذكرني لقد استعملت فرشاتك - لا - |
| Ella, dişini fırçaladım dediğinde diş fırçanı da kuruladın mı? | Open Subtitles | (إيلا)، حين قلت أنك غسلت أسنانك، هل قمت أيضاً بتجفيف فرشاتك من الماء؟ |
| Bu sabah duş yaparken diş fırçanı almıştım. | Open Subtitles | استعرتُ فرشاتك هذا الصباح |
| Madem hepimiz özür diliyoruz Sheldon, diş fırçanı kullandığım için özür dilerim. | Open Subtitles | مادمنا نعتذر شيلدون) أنا آسف لأنني استخدمت فرشاتك) |