| Homoseksüel olma ihtimali düşük. | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن يكون الفاعل مثلي الجنس؟ |
| Bunlardan birinin çok çok uzak bir galakside olmuş olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك فرصة أن تكون هذة الحادثة في مجرة بعيدة جدا جدا من هنا؟ |
| Michael'in baba olma şansı vardı ama o bundan kaçmayı tercih etti. | Open Subtitles | مايكل حصل على فرصة أن يكون أبًا ، لكنّه تهرّب منها |
| Üzgünüm. Bir şeyler yanlış olabilir bir şans her zaman var. | Open Subtitles | أعتذر ، هناك دائماً فرصة أن شيئاً ممكن أن يسوء |
| Bu iş bitene kadar bu adamları güvenli bir yere kapatman mümkün mü? | Open Subtitles | هل هناك فرصة أن تضع هؤلاء الرجال في مأمن حتى ينتهي هذا؟ |
| Gururunuzu kurtarma ve geçmişinizin nasıl yazılacağını kontrol etme fırsatı veriyorum. | Open Subtitles | أنا أعرض عليك فرصة أن تغادر مكتبك بشرف أن تتحكم فى كتابة أسطورتك |
| Onun aracılığıyla Wallace'ı bulmak için daha iyi bir şansımız var. | Open Subtitles | ولكن لدينا فرصة أن نجد والاس عن طريقها وهي في الخارج |
| Bendeki kenenin sana sıçramış olma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك فرصة أن القراد الذى كان موجود بى قفز عليك ِ |
| Kolunu ıskalayıp suratına yumruk atmış olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناكَ أي فرصة أن تكون قد حرّكت ذراعك وضربتها في وجهها؟ |
| Yani, düşünsene bir, ailelerimizin birbirini tanıyor olma ihtimali bile var. | Open Subtitles | أعني ، عند التفكير بذلك يمكن أن يكون هنالك فرصة أن عائلاتنا يعرفون بعضهم |
| Söylediğin şeyin doğru olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن يكون أياً مما قلته صحيح؟ |
| Cesetlerden birinin hâlâ orada olma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك فرصة أن تكون احدى الجثث لم تحرق بعد |
| Tüm bunda Oliver Epps'in mağdur olma şansı var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة أن أوليفر إبس هو الضحية في كل هذا، أيضا؟ |
| İyi anlamda özel biri olma şansı var. | Open Subtitles | ،لديه فرصة أن يكون مميزًا بالطريقة الجيدة |
| Eğer bir şans varsa bize yardım edecek Pinehearst'ta, birlikte gideceğiz. | Open Subtitles | لو أن هناك فرصة أن هؤلاء الناس في" باينهيرست"يمكنهممساعدتنا, سنذهب معاً |
| Hazır buraya gelmişken, Seti gezmemiz mümkün mü? Biraz çekimi izlemek isterim. | Open Subtitles | بينما نحن هنا، هل هناك فرصة أن نرى الموقع ونشاهد التصوير؟ |
| Üçümüz ne zaman beraber olup konuşma fırsatı buluyoruz? | Open Subtitles | من الغالب أن لدينا فرصة أن نتحدث مع بعضنا, ثلاثتا فقط؟ |
| Öyleyse, bebeğin gerçek ailesinin kayıtlarına ulaşma şansımız var mı? | Open Subtitles | إذاً هل هناك فرصة أن لديك سجلات لوالدي الطفل الحقيقيين ؟ |
| Bunu çalan kişinin ardında ipucu bırakma ihtimali olabilir mi? | Open Subtitles | هل هناك فرصة أن الذي سرقه قد تركَ دليلاً ورائه |
| Onun tek kurtarıcısı ve beyaz atlı prensi olma şansını gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت فرصة أن تكون منقذها الوحيد، فارسها ذو الدرع المضيء. |
| Kargonun kamyondan ayrılmış olma olasılığı nedir? | Open Subtitles | و ماذا عن فرصة أن الشاحنات قم تم تفريغها ؟ |
| Çünkü yarına hâlâ hayatta kalabilme şansın var ve eğer öyle olursa ve şimdi beni öldürürsen tüm intikamını almış olursun. | Open Subtitles | لأن ثمّة فرصة أن تبقي حيّةغدٍ،وإنتقتلينيالآن ... فستكوني قد استهلكتِ انتقامكِ كاملاً. |