| Herkese eşit şans vermek. İster bir oynasın, ister bir milyon. | Open Subtitles | كُل شخص يحصل على فرصة عادلة, سواءاً كان لديكَ |
| Biz sadece fikrimizi söylerken eşit şans istiyoruz. | Open Subtitles | نريد ببساطة فرصة عادلة لنثبت أحقية طرفنا -طبعاً |
| - New York'a gitme şansım yarı yarıya. | Open Subtitles | -لدى فرصة عادلة للذهاب إلى نيويورك |
| - New York'a gitme şansım yarı yarıya. | Open Subtitles | -لدى فرصة عادلة للذهاب إلى نيويورك |
| Umarım bu programa bir şans tanırsınız. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك ستمنحْ هذا البرنامجِ فرصة عادلة. |
| Umarım bu programa bir şans tanırsınız. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك ستمنحْ هذا البرنامجِ فرصة عادلة. |
| Yani, tek söylediğim, bana hiç adil bir şans tanımadınız. | Open Subtitles | كل ما أقوله أنكم لا تعطوني فرصة عادلة أبدا |
| An azından eşit şans ver be. | Open Subtitles | ستعطونني على الأقل فرصة عادلة |
| Amerika'da kazanmak için eşit şans fırsatım var. | Open Subtitles | في (أمريكا) يمكن بأن يكون لي فرصة عادلة في الكسب |
| - Onlara eşit şans vereceğim. | Open Subtitles | -جميعهم سينالون فرصة عادلة. |
| O yüzden, şu andan itibaren, ya normal insanlar gibi içkilerinizin parasını ödersiniz ya da bana adil bir şans tanırsınız. | Open Subtitles | ولذلك من الآن, ستدفعون ثمن مشروباتكم مثل الناس الطبيعيين أو تعطوني فرصة عادلة على الأقل |
| Şova hiç adil davranılmadı. | Open Subtitles | والمسلسل لم يحصل على فرصة عادلة |
| Niye hiç adil davranılmadı peki? | Open Subtitles | ولماذا لم يحصل على فرصة عادلة ؟ |