| Kalorifer borularını onarmak için iyi bir fırsat olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | وجدت فرصة مناسبة لإصلاح أنبوبة السخان هنا |
| Hayır, sinirini yapıcı olarak yansıtmayı öğrenebilmen için iyi bir fırsat bu, tamam mı? | Open Subtitles | كلا, هذه فرصة مناسبة لك لتتعلم كيفية التعبير عن غضبك بشكل مثمر, حسناً؟ |
| Ama bana sordu ve ben de özür dilemek için iyi bir fırsat olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لكنّها طلبت منّي الحضور، وظننتُ أنّها فرصة مناسبة للإعتذار. |
| Ve sanırım bu çok iyi bir fırsat şunu demek için, | Open Subtitles | واعتقد ان هذه فرصة مناسبة للقول |
| bu sizlere söylemek için iyi bir zaman, şey, ben... | Open Subtitles | إنّها فرصة مناسبة يارفاق لأخبركم بأنّني.. |
| Bu senin için çok iyi bir fırsat. | Open Subtitles | لكن هذه فرصة مناسبة فعلاً بالنسبة لك |
| Bu birinin suratına yumruklamam için iyi bir fırsat . | Open Subtitles | إنها فرصة مناسبة لي لألكم أحدهم على وجهه! |
| İkinizin kaynaşması için iyi bir fırsat gibi göründü. | Open Subtitles | -أشعر أنها ستكون فرصة مناسبة لتقويا علاقتكما |
| Bu müşteriyle tatlı tatlı konuşmak için iyi bir şans. | Open Subtitles | الان.فرصة مناسبة للكلام المعسول مع الزبون. |