| Olayları düzeltmek için sana bir şans veriliyor. Şimdi konuş onunla. | Open Subtitles | أنت تملك فرصة هنا لجعل الأشياء صحيحة الآن، تكلّم معها |
| Olayları düzeltmek için sana bir şans veriliyor. Şimdi konuş onunla. | Open Subtitles | أنت تملك فرصة هنا لجعل الأشياء صحيحة الآن، تكلّم معها |
| Kendini kanıtlaman için sana bir şans veriyorum. Beni utandırma. | Open Subtitles | -أنا أعطيك فرصة هنا لا تجعلني أبدو كأحمق |
| Burada bir şeyleri değiştirme şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة هنا للقيام بالأمور بصورة مختلفة |
| Ama burada Hallmark için kazanç sağlayacak ve piyasaya hitap edecek bir fırsat olduğunu düşünüyorum. | TED | لكن أعتقد بأن هناك فرصة هنا لهولمارك لاستغلال هذا وتسويقه. |
| Evet benim. Elimize bir fırsat geçmiş olabilir. | Open Subtitles | أجل، هذا أنا ربما لدينا فرصة هنا |
| Arkadaş olduğumuz için sana bir şans daha veriyorum. | Open Subtitles | نحن أصدقاء لذا ساعطيك فرصة هنا |
| Bu yüzden sana şu an bir şans vereceğim. Yardımcı olmak ister misin? | Open Subtitles | لذا سأمنحك فرصة هنا هل تريد المساعدة؟ |
| Sana bir şans veriyorum burada. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أَعطيك فرصة هنا. |
| Bana bir şans ver, adamım. | Open Subtitles | اعطني فرصة هنا يا رجل |
| Pekâlâ, sana son bir şans daha vereceğim. | Open Subtitles | حسنٌ , أمهلك آخر فرصة هنا |
| bir şans yakaladım Çet. Bunu başarabilirim. Göreceksin. | Open Subtitles | لديّ فرصة هنا, يا (تشت) بإمكانيّ فعلها, وسترى |
| Bu yüzden sana bir şans veriyorum. | Open Subtitles | لذلك سأمنحك فرصة هنا. |
| Adamım, Burada bir şansım var, ve bunu hepimiz için yapıyorum. | Open Subtitles | انا لدي فرصة هنا وانا افعل هذا لاجلنا كلنا |
| Burada bir fırsatımız var, sadece bana değil milyonlarca erkeğe bir tedavi bulmak için. | Open Subtitles | لدينا فرصة هنا, أتعلمين، لإيجاد علاج ليس فقط لي ولكن لملايين الرجال. |
| Dinle, H. B Burada bir şansım var. | Open Subtitles | اسمع , يا فتى الجحيم انا لدى فرصة هنا |
| Ve bunu yaptığımızda bu senin için, baban için, ailen için, kuracağın aile için büyük bir fırsat olacak. | Open Subtitles | وعندما نفعل ذلك ، هناك فرصة هنا لكَ ولوالدكَ ولعائلتكَ لِمستقبل أسرتكَ |
| Elinde bir fırsat var. Takım batıyor. | Open Subtitles | لديك فرصة هنا هذا البرنامج سيكون قيد التنفيذ |
| Şurada karşımıza yeni ve esaslı bir şey yapmak için bir fırsat çıktı. | Open Subtitles | حسنا، لدينا فرصة هنا لعمل شيء جديد وجريء. |
| Evet benim. Elimize bir fırsat geçmiş olabilir. | Open Subtitles | أجل، هذا أنا، ربما لدينا فرصة هنا. |