| O zaman sen büyük bir kız olup bana bir şans verecek misin? | Open Subtitles | إذاً هل ستصبحين فتاة كبيرة و تعطين هذا المكان فرصة وحيدة ؟ |
| Lütfen efendim, tek ihtiyacı olan ona bir şans vermeniz. | Open Subtitles | أرجوك سيدي ، كل ما يحتاجه هو فرصة وحيدة |
| Çünkü sadece bir şans elde edersin. | Open Subtitles | لأن لدينا فرصة وحيدة. |
| Tek şans. | Open Subtitles | فرصة وحيدة. |
| Tek şans. | Open Subtitles | فرصة وحيدة. |
| Detroit'te kaybettiklerimiz senin için hâlâ bir şey ifade ediyorsa bana bir şans tanı. | Open Subtitles | إن كان ما فقدناه في (ديترويت) لا زال يعني لك شيئًا.. فأمنحني فرصة وحيدة. |
| Son bir şans. | Open Subtitles | فرصة وحيدة أخيرة |
| Sana son bir şans vereceğim. | Open Subtitles | سأمنحك فرصة وحيدة أخرى |
| Sana tek bir emir vereceğim ve yerine getirebilmen için tek bir şans. | Open Subtitles | سوف أعطيك أمراً ... ولديك فرصة وحيدة لتنفيذة (أطلق سراح (ساره |
| Şu an elinde bir şans var. | Open Subtitles | ... لديك فرصة وحيدة الآن |
| Tek bir şans. | Open Subtitles | فرصة وحيدة |